21 Aralık 2008 Pazar

Temel Dijital Fotoğraf Teknikleri

Temel Dijital Fotoğraf Teknikleri

1. İlk kez kullanacağınız hafıza kartını kullanmadan önce mutlaka formatlayın. Bu işlemi yapmadan kullanırsanız çektiğiniz fotoğraflar kaybolabilir.
2. Çekim yapmaya çıkmadan önce bir poz deneme çekimi yapın. Herhangi bir şey eksik yada problemliyse bu yolla tesbit edip düzeltebilirsiniz.
3. Bazı digital fotoğraf makineleri preview özelliklidir, çekilen fotoğrafı OK tuşuna bastıktan sonra hafızaya kaydeder. Buna dikkat etmezseniz fotoğraflarınız kaydolmaz.
4. Amacınıza göre çekim kalitesini değiştirerek belleği verimli kullanınız.Eğer web sitesi tasarımı veya e-posta eki için çekim yapıyorsanız Economy ayarını, fotoğraf baskısı için çekim yapıyorsanız Best ayarını, Arşivlemek için çekim yapıyorsanız Normal ayarını kullanabilirisiniz.
5. Menü ayarlarıyla oynayıp kameranın ayarlarını içinden çıkılamayacak kadar bozduysanız, setup menüsünden reset fonksiyonunu kullanarak makinenizi fabrika çıkış ayarlarına getirebilirisiniz.
6. LCD parlaklık ayarınızı güneşli ortamlarda yükseltiniz. Karanlık ortamlarda parlaklığı düşürerek bataryayı tasarruflu kullanabilirsiniz.
7. Bataryadan tasarruf etmek için makinenizi kapalı tutarsanız açana kadar çekebileceğiniz fotoğrafları kaçırabilirsiniz. Bu gibi durumlarda makine açık LCD kapalı konumda tutularak vizörden çekim yapılmalıdır.
8. Kameranızı açık unutup bataryanın tamamen boşalmasını önlemek için setup menüsündeki Auto power off fonksiyonu devreye sokulmalıdır
9. Çekimlerinizde digital zoom özelliğini mümkün olduğu kadar kullanmayınız. Digital zoom çekim kalitesini düşürmektedir. Dilerseniz daha sonra bilgisayarda görüntüyü büyütüp digital zoom elde edebilirsiniz.
10. Kamera vizörü yanında kırmızı veya yeşil yanan ışıklar vardır bunlar kameranın netleme işleminin, otomatik ayarlarının veya flaşının hazır olup olmadığını gösterir. Eğer kırmızı yanıyorsa çekim yapmayıp yeşil yanana kadar beklenmelidir.
11. Net fotoğraflar çekmek ve titremelerden etkilenmemek için yüksek enstantane değerleri ile çekim yapınız. Çoğu makinede bu değer 1/50 değerine ayarlıdır. 1/125 ideal bir değer olabilir.
12. Işığın az olduğu koşullarda Enstantane ve Diyafram değerini düşürünüz. Makinenizde ISO ayarlama özelliği varsa ISO değerini biraz yükseltiniz, çok fazla yükseltmek görüntü kirliliğine neden olabilir. Makineyi titretmemek için dirseğinizi vücudunuza dayayabilir, kapı pencere pervazlarına dayanabilir, masa, kitap gibi nesneleri sehpa niyetine kullanabilirsiniz.
13. Flaşınızın kaç metreye kadar aydınlattığını bilirseniz doğru pozlama yaparsınız. Kullanım kitapçığının özellikler bölümünden Flash Guide Number (GN) değerini öğrenip, bu değeri kullandığınız diyafram değeri (f) ile bölerseniz flaşınızın kaç metreyi aydınlatabildiğini öğrenirsiniz. Örnek: GN değeri 10 olan bir makine ile 1.8 diyafram değeri ile 10/1.8=5.5metre uzaklığa kadar flaşlı çekim yapabilirsiniz.
14. Karanlık ortamlarda flaş kullandığınızda gözler kırmızı çıkar. Bunun nedeni göz bebeğinin karanlıkta büyümesidir ve flaşın gözün arka tarafındaki ağ tabakasını aydınlatmasıdır. Bunu önlemek için flash menüsünden Red Eye Reduction fonksiyonunu aktif hale getiriniz. Bu fonksiyon aktive edildiğinde LCD de göze benzeyen bir sembol görünecektir. Kırmızı göz engelleme aktifken deklanşöre basıldığında flaş önce birkaç kez çakacak ardından çekim yapılacaktır. Bunun amacı çekim öncesi göz bebeğini küçültmektir. İlk flaş çaktığında çekim yapıldı zannedip pozisyonunuzu bozmayınız.
15. Bazı durumlarda ışık az ama ortam güzeldir. Flaş ortamın bütün büyüsünü bozabilir. böyle durumlarda flaşı iptal ederek çekim yapınız. Birde flaşlı deneme yapılabilir. Güzel olmayan poz daha sonra silinir.
16. Portre çekimlerinde çekilecek kişinin arkasında güneş varsa yüzlerin karanlık çıkmaması için mutlaka flaşı kullanınız.
17. Gece çekimlerinde flaşı kullanırken makinenizi gece moduna getiriniz. Örneğin arkada ışıl ışıl bir manzara önde arkadaşınız ve karanlık bir gece. Doğrudan flaşla çekerseniz arkadaki manzara fotoğrafta yer almaz. Flaş kullanmazsanız şimdide arkadaşınız fotoğrafta yer almaz. Makine gece moduna getirildiğinde perdeyi arkadaki manzarayı pozlayacak kadar açık tutar kapanmadan hemen önce flaş çakarak sizi de manzaranın içine dahil eder. Bu teknikleri denemeyi alışkanlık haline getiriniz.
18. Kar ve Kum gibi açık rengin neredeyse tüm kadrajı doldurduğu durumlarda otomatik ışık ölçümü hata yapar. Bunu telafi etmek ve çekmek istediğiniz konuların kara lekeler olarak değil de gerçek renklerle görünmesini istiyorsanız, bir iki stop pozlama telafisi yapınız. Yani +/- şeklinde gördüğünüz EV ayarını duruma göre +1 yada +1.5 yapınız.
19. İnsan ve Çevre konulu bir fotoğraf çekiminde kişilere mümkün olduğu kadar çok yaklaşınız. Kişileri kareye bit kadar yerleştirip tüm binayı çekerseniz, kimin kim olduğu anlaşılmayacak, anlamsız bir fotoğraf olacaktır. Önce kişileri binanın önünde çekip ardından binayı tek başına çekerseniz ve albümde bu iki fotoğrafı yan yana koyarsanız kişilerin o bina önünde olduğu anlaşılacaktır.
20. Güneşin tam tepede olduğu saatlerde çiğ bir ışık olduğu için bu saatlerde çekilen fotoğraflar sanıldığı gibi güzel olmayacaktır. Sabah ve Öğleden sonra gibi ışığın yatay olduğu saatler çekim için daha uygundur.
21. İnsanları şirin göstermek için yukardan fotoğraf çekiniz. Bu boyların kısa görünmesine neden olsa da yüzleri şirin gösterir. Bir insanı büyük ve şişman göstermek için aşağıdan çekebilirsiniz bunu bayanlarda denemeyiniz.
22. Bir objeyi yarım metreden daha yakın bir mesafeden çekiyorsanız, makinenizde makro fonksiyonunu aktif hale getiriniz. Makro aktifken LCD ekranda bir çiçek resmi görürsünüz. Artık istediğiniz kadar yaklaşabilirisiniz.
23. Net çekimler için diyafram değerinin mümkün olduğu kadar yüksek olması gerekir. Işığın fazla olduğu ortamlarda diyafram değerini yükselterek daha net pozlar elde edebilirsiniz.
24. Kameranızda Auto focus ile ilgili ayarlar bölümünde AF Area seçeneği varsa bu ayar sayesinde fotoğraf karesinin herhangi bir alanını netleştirerek çekim yapabilirisiniz.
25. Hafıza kartlarını makineniz açıkken çıkartmayınız. İçindeki bilgiler zarar görüp, kartınız bozulabilir. Çoğu makine hafıza kartının kapağını açınca makineyi kapatır. Yinede buna dikkat edilmelidir.
26. Eğer bilgisayarınıza fotoğrafları aktarırken sabit diskinizde dosya kopyalar gibi rahat biçimde çalışmak istiyorsanız, harici hafıza kartı okuyucusu edininiz. Fotoğraf makinenizin hafıza kartını seyyar hafıza olarak da kullanabilirsiniz.
27. Çektiğiniz fotoğrafın en fazla hangi boyutta basılacağını fotoğraf çözünürlüğünü 60?a bölerek bulabilirsiniz. Örnek 1: 800×600 800/60=13 600/60=10 Maximum 10X13 ebadında fotoğraf baskısı Örnek 2: 2048×1536 2048/60=34 1536/60=25 Maximum 34×25 ebadında fotoğraf baskısı
28. Objektifleri yumuşak dokuya sahip bir bezle yuvarlak hareketlerle temizleyiniz. Kesinlikle alkol gibi çözücü maddeler kullanmayınız. Bunlar lensin üzerindeki film tabakasını bozabiliriler. Kum gibi cisimleri hava fırçasıyla temizleyin aksi takdirde objektifinizi çizersiniz.
29. Kumsal gibi küçük kum taneleriyle dolu bölgelerde makinenizi çok iyi koruyunuz. Bu tanecikler çok tehlikelidir. Bir rüzgar esmesi bile makinenizin sonunu getirebilir.

Kaynak: Photoline 2003/11 Başar Tuncel
Temel Dijital Fotoğraf Teknikleri
Yazar: admin 19 Eyl



-----------------------
Fotoğraf makinesi ile DivX çekmek mümkün
Pentax'ın A serisi ve bazı S serisi model dijital fotoğraf makineleri, DivX formatında televizyona uyumlu video çekebiliyor
Pentax fotoğraf makineleri, neredeyse kendi başına fotoğraf çekmesini sağlayan özellikleri ile her düzeydeki kullanıcıya hitap ediyor çekim yapabilen Pentax'ın A10, A20, A30, S6 ve S7 modelleri ise yüksek kalitede videoları, DivX sıkıştırmanın sağladığı olanakla daha fazla içeriği saklamaya olanak tanıyor DivX, video-ses sıkıştırmada, özellikle internet üzerinde içerik paylaşanlar tarafından çok yoğun kullanılmasıyla dikkat çekiyor
Asıl amacı, sabit diskte çok yer kaplayan video dosyalarını sıkıştırmak olan DivX (diğer adıyla MPEG-4), 5 GB’ye yakın içeriği 700 MB kapasiteli normal bir CD’ye sığacak hale getiriyor DivX sıkıştırması, görüntü kalitesinin DVD'nin biraz altına düşmesini engelleyemezken,VCD’den oldukça yüksek görüntü kalitesi sunuyor DivX sıkıştırması desteği bulunan dijital fotoğraf makinelerinde, bu sıkıştırma formatı kullanılarak yapılan çekimler, bellek hafızasına DVD’ye oranla 6 kata yakın daha fazla kayıt yapma olanağı sunuyor
PENTAX'TAN DIVX ÇEKEBİLEN DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI
Pentax A10: 8 megapiksel çözünürlüğe ve 25 inç büyüklüğünde LCD ekrana sahip Pentax Optio A10 dijital kamera, 30 kare/saniye hızında 640x480 piksel veya 320x240 piksel çözünürlükte sesli video görüntü kayıt edebiliyor DivX görüntü formatı destekleyen ürün, sarsıntı giderme özelliği ile düşük objektif hızlarında çekilen fotoğraflardaki titremeden kaynaklanan bozulmaları ortadan kaldırıyor
Pentax A20: Pentax’ın 10 megapiksellik dijital fotoğraf makinesi , 30 kare/saniye hızında ve 640x480 piksel ve 320x240 piksel çözünürlüğünde sesli video kayıt yapabiliyor Kamera DivX (MPEG-4) video formatını desteklediğinden uzun süreli ve kaliteli video kayıtlar gerçekleştirilebiliyor 3x optik zoom özelliğine sahip olan A20’nin sarsıntı giderme özelliği zoom yapılarak ve düşük objektif hızlarında çekilen fotoğraflarda netlik sağlıyor

Pentax A30: Pentax’ın 10 megapiksellik dijital fotoğraf makinesi Optio A30, DivX formatında sesli video çekimi ve titremeyi önleyici sisteminin yanı sıra Türkçe menüsüyle dikkati çekiyor Ürün, 30 kare/saniye hızında ve 640x480 piksel veya 320x240 piksel çözünürlüğünde sesli video kayıt yapabiliyor
Pentax S6: 3x optik zoom objektifi ve sarsıntı giderme özelliği ile Pentax Optio S6, 25 inç LCD ekran ve 60 megapiksel özelliklerini 19 mm’lik ince bir gövdede barındırıyor Pentax Optio S6, 640x480 piksel ve 320x240 piksel çözünürlüğünde 30 kare/saniye sesli video görüntü çekimi yapabiliyor Video, DivX (MPEG-4) dosya sıkıştırma formatı kullanılarak da çekilebiliyor
Pentax S7: Yüz tanıma özelliği ile ön plana çıkan , hafifliği ve ince tasarımıyla kadınların zarafetine eşlik ediyor Pentax Optio S7, 7 megapiksel çözünürlüğe ve 3x optik zoom'a sahip Pentax S7 dijital kamera, 30 kare/saniye hızında 640 x 480 piksel ve 320x240 piksel çözünürlükte sesli video kayıt yapabiliyor Pentax S7 kamera da DivX sertifikasına sahip bir ürün
Kaynak:fotograf makinesi ile divx cekmek mumkun
3g Cep Telefonları

27 Kasım 2008 Perşembe

Atatürk Evleri Fotoğrafları

Atatürk Evleri

Atatürk’ün Türkiye sınırları içinde yaşadığı zaman içinde oturduğu, konakladığı veya kendisine hediye edilen evlerden günümüze gelenleri, restore edilip müze ev olarak korunarak sunulduğu "Atatürk Evleri" konulu sergide Türkiye’nin mimari açıdan da bir özetini bulacaksınız.

Atatürk, memleketin gittiği her köşesinde kimi zaman ker****, kimi zaman köşk veya yayla, şehir evlerinde konaklamış, çalışmalarını bu evlerde yapmış, dinlenmiş, gecelemiş.

Günümüze gelen bu evlerden bazıları yıkılmış, bazıları yangın felaketi gibi çeşitli nedenlerle ortadan kalkmışsa da bir çoğu amaca uygun olarak düzenlenmiş. Evler, o dönemi yansıtan ve Atatürk’ün kullandığı eşyalarla döşenerek müze haline getirilip ziyarete açılmış.

Atatürk’ün ruhsal yapısı içinde bulunan ev sevgisi, ev töresi, ev bakımı, ev vefası, estetik duyarlılık, ince zevkleri, unutulmayan anıları gibi özellikleri yaşadığı evlere de yansımış.

Ulu Önder Cumhuriyeti kurup, Ankara da yerleşik bir yaşam biçimine kavuşuncaya kadar Türk milleti kendisini konuk edebilmek, sevgi ve saygısını gösterebilmek için çırpınmış.

Ata’nın yurt gezilerinde konuk olduğu bir çok ev sahipleri tarafından koşulsuz olarak kendisine hediye edilmiş. Atatürk’ün ömrü boyunca kendi malı olan, ona özgü, kendi parasıyla alınmış veya yaptırılmış mülkü olmamış. Ankara’da Söğütözü’nde ki 25-30 metre karelik küçük kulübesinden başka evi de yok. Kendisine hediye edilen evlerin tüm anahtarlarını hastalığı sırasında noter aracılığı ile ve tapularıyla birlikte ait oldukları şehirlere, sahiplerine göndermiş, sahibi yaşamayanları da hükümete kültür hizmetinde kullanılmak üzere emanet etmiş.

Atatürk günlük yaşamı içersinde vazgeçemediği özelliklerinden biri de kitap, defter, kalem gibi yazma ve okuma malzemesi ile birlikte kendisini daha rahat ve huzurlu hissetmesi olarak gösteriliyor. Yalnızlığını çoğu zaman bilardo oyna***** unutmaya çalışmış, bakımlı bahçeler, sağlıklı ağaçlar, renkli çiçekler, açık hava, deniz ve deniz kenarını sevmiş bu tür mekanlarda kahve içmekle bile mutlu olmuş.

"Atatürk Evleri" konulu fotoğraf sergisinde o dönemde Ulu Önder Atatürk’ün anılarıyla yaşayan bu evlere Türkiye genelinde bir yolculuk yapacaksınız...

ANKARA




Çubuk Barajı Atatürk Köşkü


Meteoroloji Binası




Atatürk'ün Yurt Gezilerini Yaptığı Vagon








Çankaya Köşkü




Söğütözü Dinlenme Evi



Direksiyon Binası




Eski Köşk




Atatürk Orman Çiftliği




Alagöz Karargahı - Polatlı


Atatürk'ün Çalışma Odası - Eski Köşk



Atatürk'ün Yattığı Oda - Eski Köşk



Beynem Köyü - Bala




Atatürk Orman Çiftliği (Selanik Kopyası)




İSTANBUL


Atatürk Evi Müzesi - Şişli




Atatürk'ün Kaldığı Ev - Polenezköy



Tartı Koltuğu Florya Deniz Köşkü






Florya Deniz Köşkü



Atatürk'ün Sandalı - Florya Deniz Köşkü



Atatürk Odası - Pera Palas Oteli




Atatürk Odası - Pera Palas Oteli



Dolmabahçe Sarayı



Atatürk'ün Vefat Ettiği Oda
Dolmabahçe Sarayı



Atatürk'ün Yatı - Savarona

__________________


Kaynak: http://www.meleklermekani.com

Hastanede fotoğraf sergisi

Hastanede fotoğraf sergisi

Samsun-İHA - Samsun Mehmet Aydın Devlet Hastanesi tarafından Türkiye geneli sağlık çalışanlarının katıldığı fotoğraf yarışması sonucunda dereceye giren ve beğeni kazanan fotoğraflar sergilendi.


Samsun Mehmet Aydın Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen ve Samsun ve ilçeleri ile Ankara, Bolu, Çorum, Ordu ve Giresun illerinde görevli sağlık çalışanlarının katıldığı fotoğraf yarışmasında dereceye giren ve beğeni kazanılan 52 fotoğraf için sergi açıldı. "Sanatın Hayata Kattığı Mutluluk Bir Deklanşör Kadar Yakınınızda" sloganı ile başlatılan fotoğraf yarışmasına katılan 250 fotoğraftan 52’si sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Mehmet Aydın Devlet Hastanesi Eğitim Salonunda düzenlenen serginin açılış kurdelesini kesen Başhekim Opr. Dr. Ferhat Günaydın, hatıra defterini imzalayarak, yarışmaya katılanları kutladı. Serginin bir hafta açık kalacağı öğrenildi.
16-06-2008 http://www.medimagazin.com.tr

Atatürk Fotoğrafları sergisi

Bodrum'da "Atatürk Fotoğrafları" sergisi

Tarih: 29.10.2008-17:50:48
Muğla'nın Bodrum ilçesinde Cumhuriyetin 85. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında gazeteci Güngör Dalay tarafından "Atatürk Fotoğrafları" sergisi düzenlendi.
Geçtiğimiz yıllarda çeşitli gazetelerde foto muhabiri olarak çalıştığını belirten ve şu an Bodrum'da bir yerel gazete ile dergi çıkaran Güngör Dalay'ın hazırladığı sergi Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda açıldı. 250 adet fotoğraftan oluşan serginin açılışına Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan, Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan ve öğrenciler ile davetliler katıldı.
Güngör Dalay'a hazırladığı serginin açılışı Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama töreninden dönerken yolda görerek çağırdığı Bodrum Lisesi 9 sınıf öğrencisi Gizem Özbek tarafından yapıldı. Gizem Özbek sergiyi herkesin gelip gezmesini istedi.
Açılışın ardından sergiyi gezenlere, poster olarak bastırılan Atatürk fotoğrafları dağıtıldı. Güngör Dalay sergide yer alan fotoğraf sayısını artırabilmek için çaba harcadığını ve geçtiğimiz yılda açtığı serginin bu yıl da ilgi göreceğini beklediğini söyledi. Bu arada bazı yabancı turistlerinde sergiyi gezdiği gözlendi. Serginin 29 Ekim - 10 kasım 2008 tarihleri arasında açık olacağı bildirildi.
http://www.1turk.net

14 Kasım 2008 Cuma

manken ve oyuncular da fotoğrafa merak sardı

Rauf Denktaş, İsmail Cem, Cem Boyner gibi isimlerin ardından manken ve oyuncular da fotoğrafa merak sardı.

İşte dört güzel kadının fotoğrafçılık macerası `Üç bin fotoğraf çektim`(ECE SÜKAN)

Fotoğraf çekmeye ne zaman başladınız?

Moda editörlüğüyle ilgilenmeye başladığım zaman, yani 5-6 sene önce. Bir yıldır daha yoğun ilgileniyorum. Profesyonel çalışmak için erken. Moda editörlüğünü yaptığım işlerin kamera arkasını çekerek başladım. Para kazanıyor musunuz fotoğraftan?

Yok. Henüz hobi olarak ilgileniyorum ama yavaş yavaş para kazanıp profesyonel olmak istiyorum. Dergilerden teklif geliyor mu?

Ben çekiyorum dediğim an teklifler gelir ama biraz daha zaman var ona. Önce ya burada ya da yurtdışında kursa gitmek istiyorum.

İlk projeniz nedir?

Ciddi bir arşivim var. Defilelerin, moda çekimlerinin kamera arkası çekimleri var elimde ve bunlardan çok güzel bir kitap olabilir diye düşünüyorum. En çok neyi fotoğraflamayı seviyorsunuz?

İnsan fotoğrafı da, mekan da, doğa da... Ama genelde insan fotoğrafları seviyorum. Hangi fotoğrafçıları seviyorsunuz peki?

Moda fotoğrafçılarından Barış Aktılmaz, Cüneyt Akeroğlu, Sedef Delen, Şenol Altun en beğendiğim isimler. Yurt dışından Peter Lindbergh, Mert Alaş, Philip Lorka, Wim Wenders.

Kimi çekmek istersiniz?

Juliet Lewis, Milla Jovovich ve Johny Deep`i. Neden fotoğraf çekiyorsunuz?

Felsefe olarak çok enteresan, ayrıca estetik olarak da çok önemli ve güçlü bir iletişim aracı. İnsanın tüm becerisini ortaya koyabileceği bir uğraş. Fotoğraflarıma baktıklarında, evet bu Ece`nin işi, dedirtmek istiyorum. Herkesi bir fotoğraf merakı sardı, sizce neden?

Bu bir trend ve nedense havalı bir iş gibi gözüküyor. Çok popüler. Bir şey yapıyormuş gibi görünmek ve çabuk yoldan `sanatçı` sıfatını almak isteyenler de var.

Kendinizi onlardan nasıl ayırıyorsunuz peki?

Çok fotoğraf çekiyorum ve ciddi bir arşivim var. Çektiğim fotoğraf sayısıyla ayırabilirim. 3 bin kadar...

`Kapı kolunu insana tercih ederim`(TUBA ÜNSAL)

Fotoğraf merakınız ne zaman başladı?

5 yıl önce. Geçen yıl Bilgi Üniversitesi Fotoğraf ve Video Bölümü`ne girdikten sonra ciddi olarak yoğunlaştım. Sokakta çekim zorlamıyor mu?

En son Balat`a gittim, insanların umurunda değildi. Urfa`da çekim yaptım. Tanıyan oldu ama rahatsız eden olmadı. Tanınmak avantaj, fotoğraflarını çekmek istediğimde sempatik yaklaşıyorlar. Artık insanlar paparazzilerden dolayı sokakta fotoğraf çekene bile gıcık oluyor.

Ne tür fotoğraflar çekiyorsunuz?

Objelerin detaylarını çekmeyi seviyorum. Daha çok makro fotoğraflar.

Kimleri seversiniz?

H. C. Bresson, Hasan Hüseyin, Tamer Yılmaz, İzzet Keribar, Bennu Gerede.

En çok neyi çekmek istersiniz?

Mezun olunca sanayi fotoğrafları konusunda uzmanlaşacağım. Fabrikaları çekmeyi çok seviyorum.

Fotoğrafa ilişkin bir idealiniz var mı?

Profesyonel olma iddiam yok. Ama bu hobimden para kazanırsam ömür boyu tatilde gibi olurum. Moda fotoğrafçılığı yapmam, bunca senedir içindeyim, artık kusacağım. Başka alanlarda yapmak isterim fotoğrafçılığı. Kapı kolu çekmeyi bir insan çekmeye tercih ederim.

Okulda tepkiler nasıl?

Sınavı kazanınca, `Çok az kişi alıyoruz, devam edecek misin? Başkasının hakkını yeme` dediler. Ben de, askerlik problemim yok, sevdiğim için buraya geldim, dedim. Destekleyip beğeniyorlar. `Rauf Denktaş gibiyim`(TUĞBA ÖZAY)

Nasıl başladınız fotoğraf çekmeye?

Çocukluğumdan beri fotoğraf çektirmeyi ve çekmeyi seviyorum. İlk polaroid çekerek başladım. Ailemin ve beslediğim hayvanların fotoğraflarını çekiyordum. Şimdi neler çekiyorsunuz?

Sürekli seyahat halinde olduğum için Türkiye`nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her gördüğümü çekiyorum. Rauf Denktaş gibiyim. Çekmeyi çok istediğiniz fotoğraf var mı?

Bir insanın 24 saatini görüntülemek istiyorum. Mesela Fidel Castro`nun. Cindy Crawford`u tuvalette çekmeyi çok isterim. Güneydoğu`daki çocukları ve herhangi bir top modeli çırılçıplak çekmek isterim.

Fotoğraf çekmek nasıl bir his?

Bir gerçekliği veya gerçek dışılığı deklanşöre dokunarak hapsetmek müthiş bir his. Fotoğraf ruhla ilgili. Bazen çektiğin bir şey o an senin için bir şey ifade etmiyor ama günler sonra psikolojine göre o fotoğrafta bir çok anlam bulabiliyorsun. Profesyonel eğitim almayı düşünüyor musunuz?

İFSAK`a gidecektim, işim o kadar yoğun ki hiç fırsatım olmadı. Ama fotoğraf bence içgüdüsel bir şey. Özellikle dijital makineler çıktıktan sonra, ruhunu hissedersen eğitime çok da gerek yok.

En son ne çektiniz?

En son Manavgat`ta baraj gölüne yansıyan dağları çektim.

Fotoğraf artık trend oldu; siz ne düşünüyorsunuz?

Haklısınız ama ben çocukluğumda başladım bu işe ve benim için bir hobi bu. Para kazanmayı amaçlamıyorum. Günün birinde sergi açacak kadar fotoğraf çekmek en büyük hayalim. En sevdiğiniz fotoğrafınız hangisi?

Aslında tarihi yerleri görüntülediğim fotoğrafları çok seviyorum ama geçen sene çektiğim bir fotoğrafı unutamam. Keskin bir bıçağın metal kısmına yansıyan gözleri çekmiştim. O fotoğraf bende çok acayip bir his uyandırıyor.

Elleme çocuğun burnu da aksın!(CEYDA DÜVENCİ)

Sokakta fotoğraf çekerken zorlanıyor musunuz?

İnsanların beni tanıması dezavantaj. Perukla sokağa çıkmayı düşündüğüm zamanlar oluyor. Doğal fotoğraf çekmeyi seviyorum ama yanlarına gittiğim zaman insanlar `Aa Ceyda Hanım` diye bana bakınca bütün doğallık bozuluyor. Çocukları çekerken anneleri hemen müdahale ediyor; elleme diyorum sümüğü de aksın. Tabii insanlar bu fotoğrafları cast ajanslarına götüreceğim diye düşünüyorlar ve ona göre poz verdirenler oluyor. Fotoğraf eğitimi aldınız mı?

Hüsnü Atasoy`un Fotoğraf Adası merkezine bir yıldır gidiyorum. Profesyonel fotoğrafçılık yapmayı düşünüyor musunuz?

Fotoğrafın belli bir alanında uzmanlaşmak ve bu işten de para kazanmak istiyorum.

O alan şimdiden belli mi?

Evet, çocuk fotoğrafçılığı. Ama bunun için çok erken. Bir yandan oyunculuk yapmaya devam ediyorum ve fotoğraf çekmek için gereken zamanım olmuyor.

Fotoğrafçılıkla ilgili bir hayaliniz var mı?

Tabii, bir sergim olsun, fotoğraf kitabım çıksın... Bunlar hemen olacak şeyler değil ama bir sürü insanın evinde benim çektiğim ve imzamı attığım fotoğraflarım olsun istiyorum. Çekmeyi düşündüğünüz fotoğraf projeleri neler?

İlk belirlediğim konu öpücük. Ama tehlikeli bir konu, uzaktan çalışmam gerek. Bu konuda ünlü olmama sığınıyorum. Benim evimde çok fotoğraf albümü var. Magnum Ajans`ın fotoğrafçılarını sıkı takip ediyorum, onlara bakarken de bir çok konu aklıma geliyor. Evde bir defter dolusu proje listem var.

Beğendiğiniz isimler kimler?

Çok klasik olacak ama Ara Güler. Henri Cartier Bresson`u da çok seviyorum. Nasıl eleştiriler geliyor?

Foto Fun Club diye bir internet sitesine fotoğraflarımı gönderiyorum. Tepkiler iyi, teknik olarak bazı eleştiriler alıyorum. Ama gözümün iyi olduğunu hocam Hüsnü Atasoy da, başkaları da söylüyor.

Fotoğrafçılık artık popüler bir meslek haline geldi...

Yurtdışında fotoğrafçıların durumunu hepimiz biliyoruz. Göz önünde bulunan oyuncular kadar iyi para kazanıyorlar ve çektikleri fotoğraflara değerleri ödeniyor. Bence fotoğrafçılar tanrıdan sonra gelen en önemli adamlar. Çünkü anı yakalıyorlar. Düşün, 10 sene öncesine o fotoğraftan başka hiçbir şeyle dönemezsin. Fotoğraf ülkemizde popüler kültürün bir parçası oldu. Herkes fotoğrafa merak sardı ama iyi isimler aynen oyunculukta olduğu gibi hemen sıyrılacaktır.

Fotoğrafın bu kadar popüler olmasından rahatsız mısınız?

Değilim. Ben çocukluktan beri çantasında fotoğraf makinesi olan bir tipim. Japonlar gibiydim. Her dakika fotoğraf çekerdim. Evet profesyonel anlamda bir senedir ilgileniyorum ama fotoğrafçıyı tanrıdan sonra görüyorum ve anları `zulalamak` çoktan beri yaptığım bir iş.

2005-11-26 Akşam http://www.aksam.com.tr

Özcan Yurdalan`la Fotoğraf Üzerine

Fotoğraf, içinde yaşadığımız dünyanın sınırlarını zorlamanın ve hayata müdahale etmenin en etkili yollarından biri olma işlevini halen sürdürüyor. Fotoğrafçı, fotoğraf yoluyla bir yandan nesnel gerçeklikleri dolaşıma sunarken bir yandan da kendi politik duruşu üzerinden oluşturduğu görsel dil ile değiştirme misyonu yüklenebiliyor. Seyyah ve fotoğrafçı Özcan Yurdalan, fotoğrafın belgesel kullanımına odaklanan, bir tarajtan daJötoğrafın serüvenin jelsefi, siyasal arka planlarına açıklık getiren kitabı "Belgesel Fotoğraf ue Fotoröportaj(Agora Kitaplığı) ile meseleye gayet yerinde teşhis ue tespitlerle açıklık getiriyor. Fotoğraf yoluyla yeni ue başka anlama biçimlerine ulaşabilme, alternatif yaratıcılık imkanları üzerine Özcan Yurdalan`la konuştuk.

* * *

GÖKHAN GENÇAY

»Belgesel fotoğraf ve fotoröportaj tanımlarından başlayalım isterseniz; ne anlama geldikleri ve farklılıkları yeterince biliniyor mu bu işle iştigal edenler tarafından?

Çok bilindiğini söyleyemem, aslına bakarsan fotoğrafın belgesel özelliği kendi doğasında varolan bir şey; her fotoğraf sonuç itibarıyla belgedir. Ama bunun bugünkü tanımları içinde belgesel fotoğraf diye tanımlamak için başka temeller ve düşünce biçimleri gerekiyor. En başta belgesel fotoğrafın uygulama yöntemlerinden biri olarak fotoröportajı bir anlama biçimi olarak algılamak gerekiyor. Kuşkusuz fotoğraf bir dil; yazı gibi, söz gibi, resim gibi bir dil. Ama bu dille bir sözü söylemeden önce fotoğrafçının ele aldığı konuyu anlama çabasına girmesi gerekiyor.

»Fotoğraf özünde hangi maksada çekilir? Fotoğraf üzerinden varolan realiteyi manipüle etme olanakları nelerdir?

Fotoğraf yalanın en hakikisini söyler, en güçlü yalanlar fotoğraf aracılığıyla söylenen yalanlardır. Fotoğraf bu yanıyla fotoğrafçının tanıklığıdır, ama daha çok fotoğrafçının tanıklığının kanıtıdır. Hiçbir fotoğraf, özellikle belgesel fotoğraf tarafsız, objektif değildir. Fotoğrafın gösterdiği doğru, fotoğrafçının hayat görüşüyle, estetik birikimiyle, politik duruşuyla birlikte kavradığı gerçekliktir, yani gerçekliğin bir yüzüdür. Böyle olunca da, fotoğraf fotoğrafçının tanımlamak istediği gerçekliğin kanıtıdır diyebi-liriz.Fotoğrafçının bunu yapabilmesi için, sadece fotoğrafçı olması yetmez; onun arkasında, zihninde birtakım başka katmanlar gerekir. Bir toplumsal analize ve felsefeye sahip olması gerekir. Böyle olduğu zaman da, söylediği yalanlar minimuma iner ya da salt kendi yalanları olarak kalır.

»Estetik duyarlılıkların fotoğrafçılığın belirleyici öğesi olarak algılanması ne derece doğru?

Son derece önemli tabii ki, fakat fotoğrafçı olmak için önce tekniği bilmek lazım. Fotoğrafçının makineyi nasıl kullanacağını bilmesi gerekir, bu tıpkı kalemle kağıdın tanışması gibidir. Görüntü nasıl oluşur bilgisine derinlemesi sahip olması lazım bir fotoğrafçının.Ondan sonra fotoğrafın estetik temel kurallarına hakim olması geliyor. Bu ikisine sahip ve hakim olduğu zaman, artık bunun içinde bir söz kurabilecek altyapıyı oluşturmuş demektir. Ondan sonra artık söyleyeceği sözleri estetik bir format içinde söylemeye başlar. Türkiye`de fotoğrafçılık sadece tekniğe hakim olmak ve bilinen estetik kurallara uygunluk üzerinden kendini kuruyor. Halbuki, kalemi ve kağıdı bilen, yazı yazmayı da öğrenmiş olanın nasıl bu aletlerle ne söylediği önemliyse fotoğrafçı açısından da aynısı geçerlidir.

Fotoğrafı görsel kültürün en önemli araçlarından biri olarak addettiğimizde teknoendüstriyel gelişmeyi, insanlığın anlatılar yaratması ve iletişim kurması için yararlı bir süreç olarak adlandırabilir miyiz?

Fotoğraf; kapitalizm, pozitivizm ve sosyolojiyle birlikte doğdu ve bu üçüyle birlikte halen varlığımı sürdürüyor. Bu fotoğrafın her yapı tarafından kullanılmasını sağlıyor. Örneğin, fotoğrafı bir propaganda aracı olarak kullananlar Nazilerdi. Bugün bunu başka bir boyutta reklamcılar kullanmaktalar. Reklamlarda kullanılan fotoğrafların esas amacı, yalan söyleyerek tüketim toplumunun çarkını daha güçlü çevirmeye çalışmaktır. Dolayısıyla, bir iletişim modeli olarak fotoğraf, farklı mecralarda toplumları, hatta bireyleri yönlendirmek, kanalize etmek, onların davranış biçimlerini belirlemek için kullanılıyor. Ama bu aracı tam tersine, çarka çomak sokmak için de fotoğrafçılar kullanıyorlar. Tarihte hep bu ikisi birlikte gitmiştir. Mesela, Salgado`nun yaptığı çalışmalar bir yanıyla da bu sistemin tekerine çomak sokmak için yapılmış çalışmaları simgeler. Görsel bir dil olarak fotoğraf, insanların ve toplumların yaşamında önemli bir rol oynuyor. Peki, yeni bir iletişim modeli yaratmakta durağan bir görüntünün payı olabilir mi? Bence olabilir, zaten bu yüzden bir anlama biçimi olarak fotoröportajı önemsiyorum. Artık büyük söylemler önemli oranda parçalanmış durumda, şimdi insanların kişisel sözlerini ve bunun üzerinden hayata dair tavırlarını pratikleştirmeleri gerekiyor. Bunun yolu da, fotoröportaja ve belgesel fotoğrafa yaklaşmaktan geçiyor. Fotoğraf, geniş kitleler tarafından kullanılan bir araç; bu aracı daha derinlemesine, gerçekliğin görülmeyen yüzlerini ortaya çıkarmak için kullandığımızda hem insanlığın, hem de dünyanın dönüşümüne faydalı olacaktır.

»Egemen güçlere, sisteme karşı fotoğrafçılık yoluyla sosyal muhalefet ve toplumsal kazanım elde etmek mümkün mü, böylesi kazanımlar yaratan deneyimlerden örnekler verebilir misiniz?

Tarihte bunun örnekleri var tabii ki. Bizim bugün dillendirmeye çalıştığımız şeyler, tarihteki örneklerin birebir tekrarı değil. Kapitalizmin ilk dönemlerinde ABD`de yapılan çalışmalar da, Vietnam savaşı sırasından fotomuhabirlerinin çektiği fotoğraflar da belirli toplumsal dönüşümlerin gelişmesine vesile oldular. Bir itirazı dile getirdiler ve bir kayıt düştüler tarihe. Bu tabii ki önemliydi, ama günümüzde fotoğrafçılar artık başka türlü çalışmalar da yapıyorlar. Mesela, fotoğrafçıların başını çektiği eviçi şiddet hakkında yapılan çalışmalar mevcut. Ev içi şiddeti konu alarak fotoğraflayan Donna Ferrato gibi fotoğrafçılar, aynı zamanda bu olumsuzluğa karşı bazı örgütlenmeler de yaratıyorlar, ya da varolan bir örgütün içinde yer alıyorlar. Aynı durum, çocuk emeği sömürüsüne karşı da gerçekleştiriliyor. Fotoğrafçılar artık sadece sıradan birer görüntü kaydı tutan insanlar olarak rol almıyorlar toplumsal hayatta. Daha ileri bir davranış biçimi sergiliyorlar ve doğrudan müdahil oluyorlar.

»Verdiğiniz ev içi şiddet örneğinden yola çıkarsak, fotoğrafçı bu konuya nasıl dahil olabilir?

Donna Ferrato, ev içi şiddeti konu alan bir fotoğraf serisi yapmaya başlıyor. O çalışmayı gerçekleştirirken sadece fotoğrafını çekmenin yetersiz olduğuna karar veriyor ve bu tip şiddete karşı mücadele veren "Ev içi şiddet farkındalık projesi" adlı bir örgüt kuruyor. Benzer bir çalışma uyuşturucu bağımlısı gençler için de yapılıyor.

»Buna benzer örnekler Türkiye`de de mevcut mu?

Türkiye`den örnek vermek gerekirse, tam sonuca ulaşmasa bile Marmara depremi sonrasında kurulan fotoğrafçı çocuklar atölyesini verebilirim. Vakfa evri-len bir çalışmayı gerçekleştirdik orada, ama vakıf, bizim hedeflediğimizden daha geniş bir çerçeveye yöneldiğinden bu çalışma çok da başarılı oldu diyemiyorum. Türkiye`de başarıya ulaşmış demin saydığım tipte tek bir örnek yok maalesef. Ama, bir örgütlenme yaratmadan fotoğraf aracılığıyla gündeme gelmiş problemler var. Bunlardan bir tanesi "Göçerler" çalışması. Fotoğraf, esasında kendi başına hiçbir şeyi değiştiremez, ama bir toplumsal rüzgarı, kamu vicdanını arkasına alabilirse eğer değişime küçük katkılar sunmayı da başarabilmiş olur. Fotoğrafın tek başına bir gücü yoktur, ancak güçlü bir muhalefetle birlikte davranan fotoğrafçı değişimin öznesi olabilir.

»Peki, fotoğrafçı muhalefede birlikte davranırken nesnelliği olduğu gibi yansıtmakla mı yükümlüdür, yoksa gerçekliğe göze çarpıcı birtakım mizansenlerle müdahale ederek ele aldığı konunun altını çizmek benimsenebilir bir taktik olabilir mi?

Fotoğrafın birbirinden farklı uygulama biçimleri var, yani mizansenler yaratarak, sahneler kurarak fotoğraf çekmek de mümkündür. Belli düzenlemeler yaparak fotoğraflar da çekilir, hatta bu tür fotoğraflar da toplumsal muhalefete hizmet edebilir. Ama bizim sözünü ettiğimiz belgesel fotoğraf ya da fotoröportaj tarzında sahne kurulmaz, olaya müdahale edilmez. Varolan her neyse o, en küçük bir noktasına bile dokunmadan fotoğraflanmaya çalışılır. Bunu yaparken, gerçeğin sadece görünen yüzünü değil, biraz da arkasındaki görünmeyen yönlerinde neler olup bittiğini fotoğraflayabilmelidir fotoğrafçı. Bunun koşulu ise fotoğrafçının zihinsel ve duygusal olarak konuya dahil olabilmesinden geçer. Burada da bir problem çıkabilir tabii, konunun çok içinde olduğu zaman görmesi gerekenleri de görmeyebilir. Bu yüzden fotoğrafçı, konuya yakın olmalı, ama aynı zamanda dışına da çıkıp, makro planda olup bitene bakabilmeyi de becerebilmelidir;bu şekilde oradaki nesnel gerçeği kendi algısı çerçevesinde fotoğrafa yansıtabilir.

»Fotoğrafçının taraf olmasının handikapları yok mu? Fotoğrafçının toplumsal bir taraf olarak bakması iyicil niyederle bile olsa izlediği konuyu tahrif etmesine yol açmaz mı?

Böyle bir tehlike mevcut tabii ki. Fotoğrafçı bunu yapmamalı, bu zaten fotoğrafçının kendine karşı dürüstlüğüyle ilgili. Fotoğrafçı daima ele aldığı konuya dair kendine sorular sormalı.Belgesel fotoğrafçıyı bir propaganda fotoğrafçısı olarak düşünmemek lazım, çünkü gerçeğin kendisini fotoğraf haline getirebilmek en güçlü kanıttır.

»Amerikan yerlilerinin fotoğraf çektirmeyi ruhlarının makineye tutsak düşeceği kaygısıyla reddetmeleri sizin de altını çizdiğiniz fotoğraf çekmenin `saldırgan bir davranış modeli` olmasıyla birebir bağlantısı var mı?

Olabilir, ben de izinsiz fotoğrafımın çekilmesinden hoşlanmam. Fotoğraf çekmek birinden bir şey almaktır, bunu alırken de o insanın onayını almak gerekir. Artık Batı`da bu durum iyice uç boyutlara da vardı, mesela oralarda bir muhabir üç kişiden az bir grubun fotoğrafını çekiyorsa onların onaylarını yazılı olarak almak mecburiyetinde. Bizde biraz daha farklı, bizim illa sözle izin almamıza gerek yok, biz küçük bir bakışla ve işaretleşmeyle de çekeceğimiz insandan izin almasını biliriz.

»Fotoğrafın saldırgan bir davranış modeli olması meselesini biraz açabilir misiniz? Fotoğraf çekmenin saldırganlığı ve özgürlüğü nerelere denk düşüyor?

Fotoğraf çekmenin temel ilkesi, izin verilmemiş bir şeyi almaktır. Bir şeyin fotoğrafı çekildiyse başkalarına da gösterilecektir. Beni izinsiz çeken fotoğrafçı acaba beni nasıl gösterecek? Olmak istediğim ben gibi mi gözüküyorum? Benim istemediğim bir biçimde mi kullanılacak? Fotoğrafı uygunsuz bağlamlarda kullanmak o insanların özlük haklarına saldırıdır. Bu yanıyla fotoğraf etik, hak, hukuk problemlerini de barındırır.

»"Deforme olmuş insan, hep kendini yakışıklı gösteren aynalarda görmek ister" sözüne paralel olarak estetik açıdan fotoğrafta da böylesi bir problem yok mu? Kendisini kötü görünmesini istemeyen bir insanın tepkisi ne derece kaale alınabilir?

Fotoğrafçı birini güzel göstermek zorunda değildir. Ama en azından o fotoğrafta nasıl göründüğüne dair onayını almak zorundadır.

» Belgesel sunumlarda nasıl olmalı, mesela ben bir adamı döverken fotoğrafımın çekilmemesi hakkına sahip miyim?

Hayır, asla değilsin. Dövülen insanın kendini o halde göstermeme hakkı var.

» O zaman mağdurdan, ezilenden yana bir tarif yapmak gerekiyor...

Doğru,öteki türlü olsaydı saldırgan devletlerin zulmünü hiç gösteremezdik.

» Fotoğraf makinesiyle simgeleştirebileceğimiz teknolojik saldırgınlığa karşı dışarıda kalmanın, reddetmenin imkanları mevcut mu?

Hepimiz bir biçimde sistemin olumsuzluklarını sürdürüyoruz, en azından bunun farkında olmak çok önemli. Farkında olmak ve mümkün olduğu kadar azaltma yolları aramak doğru davranıştır bence.


Kaynak: tümgazeteler

Dijital Fotoğrafçılık ve Piller

Dijital Fotoğrafçılıkta ve Piller

Dijital fotoğrafçılıkta en önemli husulardan bir tanesi de fotoğraf makinalarımızda enerji kaynağı olarak kullanılan pillerdir .

Alkalin Pil

Alkalin piller AA veya AAA olarak isimlendirilen iki farklı boyutta olurlar. Bunlar kalem pil ve onun ufak boyutudur. Alkalin piller sıradan pillerden tam 2 kat daha uzun ömürlüdür.

Bu piller 5 yıl raf ömrüne sahiptir. Buda uzun süre saklanmalarına ömür kılar. Dijital fotoğraf makineniz için gerekli enerjiyi tamamiyle bu şekilde sağlamanız ise para israfından başka bir şey getirmeyecektir. Bu pillerin çoğu şarj edilemez fakat şarj edilebilir olanlarıda satılmaktadır.

Alkalin piller 2500 mAH'e kadar yüksek kapasiteli olarak üretiliyor.

Dijital fotoğraf makineleri kısa sürede çok enerji çekiyor. Bu durumda gerilim sürekli düşmektedir. Buda gerekli akımın tam alınmamasına neden olur. Başladığımız çekimi bitirememek şaşırtıcı bir durum olmayacaktır. Pilleriniz dijital fotoğraf makinesini çalıştırmayacak duruma geldiğinde başka bir cihazda kullanabilirsiniz. Çünkkü dijital fotoğraf makineleri gibi kısa sürede yüksek değerde akım çekmediklerinden, pilleriniz bir süre daha idare edecektir.

Codmium mu? Metal Hydrid mi?

Şarjlı pillerde amper savaşı söz konusu. Kaç defa şarj edilebiliyor olması ve kaç amper olduğu bu pillerde dikkat edilmesi gereken en önemli faktörlerin başında geliyor. Ni-MH 700 mAH'den başlıyor 2100 mAH'ye kadar çıkabiliyor. Nikel Codmium pillerin 5000 mAH olanları var. Nikel Codmium şuan yüksek amperlerle bir teknolojidir. Ancak tüketici kullanım alanında sıkıntı yaşıyor. Nikel Codmium piller tekrar şarj etmeniz için pilin tamamen bitmesi gerekiyor. Pil bitmeden, yarı doluyken şarja takdığınızda kullandığınız kısımdan itibaren kalan kısmı çalıştırmaya başlıyor. Ondan önce dolu olan kısmı tamamen yok sayıyor.

Dijital kameralarda kullanılacak pillerde 2000 mAH ve üzeri değerlerde olması gerekiyor. Ni-MH pillerin özelliği ise istediğiniz zaman şarj edebiliyorsunuz. Herhangi bir hantallık yada kapasitenin tam kullanılmaması gibi bir sorunla karşılaşmıyorsunuz. Şarjlı pillerin performansı alkaline pillerden yaklaşık olarak %30 daha fazladır. Özellikle dijital kameralarda bu performans çok rahatlıkla görülebiliyor.


Nikel Pillerden Daha Fazla Performans Elde Etme Sırları

- Nikel tabanlı piller kullandıkca şarj ömürleri hızla düşebiliyor. Her 5 seferde pilin tamamen boşalması gerekiyor. Bu gerçekleşmediğinde veya uyumsuz bir şarj cihazı kullanıldığında pilin ömrünü kısaltırsınız.

- Bundan dolayı pil üreticileri bu durumu önlemek için özel olarak optimize edilmiş şarj cihazlarını ortaya çıkardılar. Üreticiler daha verimli bir şekilde pilleri kullanmamızı sağlarken biz kullanıcılarında dikkat etmemiz gereken noktalar var. Bunlardan birincisi şarj ettiğiniz pilin cinsine göre şarj cihazınızı seçmelisiniz. Örneğin: Ni-Cd şarj cihazı pillerini şarj edencihazla, NI-MH pilleri kullanıldığında Ni-Cd cihazı NI-MH'en istediği kendi limitlerinin üzerinde şarj edeceği için aşırı ısınacaktır.

- Ömrü azalmış zayıf pillerinizi hızlı şarj edilen cihazlarla şarj edebilirsiniz. Bu cihaz bir bilgisayar tarafından kontrol edilerek çalışır. Bu cihazla pil şarj etmenizi ve boşaltmanızı sağlar. Bir kaç kez pilinizi bu cihazla şarj işlemini yaptığınızda, pil ömrü eskisi gibi uzun ömürlü haline geri döner.

- Zayıf pillerinizi güçlendirmede hızlı şarj cihazı olmadanda yapabilirsiniz. Dijital fotoğraf makinenizi belli bir süre sonra kapanmayacak şekilde ayarlayın. Zayıf olan piliniz tam boşalıp sonra şarj edin. Bu yöntemi bir kaç kez yaptığınızda pilinizin güçlendiğini göreceksiniz.

- Düşük ısılarda NI-CD piller NI-MH pillere oranla daha iyi performansta çalışır.

- Batarya kutuplarını ve kontak bölgelerini daima temiz tutun. Temizlik için, kurşun kalem silgisi gibi maddeleride kullanabilirsiniz. Sıvı yada kimyasal madde içeren herhangi bir şey kullanmayın.

- Cihazın evde fişe takarak kullandığınızda, içerisinde yer alan tüm pilleri dışarı çıkartın ve fişten çekene kadarda takmayın.

- Pillerimizi saklarken pil setlerinde muhafaza ediniz. 2-4 pilden olşuan bir set makinanızdankullanıldığnda, pillerin her biri hemen hemen şeit derecede tükenecektir. Pil setini kullanmadığınız takdirde pilleriniz diğer yedek pillerle karıştırabilirsiniz. Şarj aletiniz akııll bir model değilse her pili aynı muameleyi yapmaya çalışacak. Buda kimi pilin tam dolmamasına kisnin aşıır yüklenmesine neden olacaktır

Lityum Piller

Dijital fotoğraf makineleri, dijital kameralar ve cep telefonlarında lityum temelli piller yüksek verimle kullanılabiliyor. Lityum piller Lityum-Ion ve Lityum-Polymer olmak üzere iki çeşidi mevcuttur. Tekrar şarj edilebilen ve tekrar şarj edilmeyen seçenekleri vardır.

Lityum pillerin artı (+) özellikleri

- Lityum piller 10 yılı bulan raf ömürlüğüne sahiptir. Bu piller yedek pil olarak oldukça işlevseldir.

- Lityum piller hafiftirler, ( bir Li-ion pil aynı kapasitedeki bir NiMH pilden %20-35 daha hafif ) daha uzun süre dayanıklılık gösterirler. ( dijital kameralarda kullanıldığında, alkalin pillerden 5 kat daha dayanıklıdırlar), Kapasiteleri 3000 mAH (dizüstülerinde 6000 mAH) ve günümüzde kullanılan elektronik cihazlar için özel olarak tasarlanmışlardır.

- Lityum pillerin şarj edilebilme sayısı 300-500 kez arası değişir. Fakat oldukça pahalıdır. Ni-MH piller kadar yüksek kapasiteye sahipler. Bellek etkisinden hiç etkilenmiyorlar. Lityum piller aynı zamanda akıllı piller olarakta adlandırılırlar. Bunun sebebi ise; şarj eden cihazla haberleşebilir ve tam şarj olduğunda şarj olmayı kesebilmektedir.

Lityum Pillerin eksi (-) Özellikleri

- Elektronik cihazlar üreticileri çeşitli teknik nedenlerle kendi Li-ion pilleri özel dizaynlarla üretiliyor. Bu da farklı cihazlarda aynı pillerin kullanılmasını zorlaştırıyor. Üreticiler kullanıcılara bir kaç pil seçeneği sunuyorlar. Yelpazenin dar olması ise bu pillerin diğer bir dezavantajı. Tabi bu piller için üretilen şarj aletleride farklı dizaynlara ve özelliklere sahipler.

- Bir diğer dezavantajı da şarj edilebilen pillerin oldukça pahalı olmasıdır.
Kaynak:http://www.sanalkurs.net

7 Şubat 2008 Perşembe

Dijital Fotoğraf makinesi alırken

Dijital Fotoğraf makinesi alırken veya makinanınızı değiştiriken göz önüne almanız gereken hususlar.

Öncelikle İhtiyaçlarınızı Doğru Olarak Belirleyin:

Bir fotoğraf makinesi almadan önce makineyi ne için kullacağınızı belirlemelisiniz. Ara sıra mı fotoğraf çekeceksiniz yoksa fotoğraf çekimi konusunda uzmanlaşmak mı istiyorsunuz? Çektiğiniz fotoğrafları sadece bilgisayar ekranından mı izleyeceksiniz yoksa baskı almayı düşünüyor musunuz? Öncelikle bu ayrıntılara karar vermelisiniz, aksi taktirede ihtiyaçlarınızı karşılamayan bir fotoğraf makinesini ya da hiç kullanmayacağınız özellekleri olan bir fotoğraf makinesini gereksiz yere satın almış olursunuz.


Sensörler Önemlidir:

Dijital fotoğraf makinelerinde çözünürlüğü belirleyen ve kaliteyi doğrudan etkileyen makine içerisinde bulunan sensördür. Sensörler Ccd (Charge-Coupled Device) ve CMOS (Complementary Metal Oxide Semiconductor) olmak üzere iki çeşittir. Eğer D-SLR fotoğraf makinesi almayacaksanız CCD sensörü tercih etmeniz daha doğru olacaktır.


Mega Pixellere Kanmayın:

Fotoğraf makinesi satın alırken mega pixel olarak yüksek olanı alarak doğru bir seçim yapacağınızı düşünüyorsanız, kesinlikle yanılıyorsunuz. Yüksek mega pixellik bir fotoğraf makinesi size çekici geliyor olabilir ama bu sınıfta bulunan ve doğru düzgün odaklama dahi yapamayan bir fotoğraf makinesi almak yerine, daha düşük mega pixellik ama daha gelişmiş özellikleri olan bir fotoğraf makinesi alabilirsiniz. Yüksek mega pixelli makineleri sadece çok büyük boyutlarda baskı alma ihtiyacı duyuyorsanız ya da bir fotoğrafı bilgisayar ortamında büyütüp crop ile detay almaya yönelik bir çalışma yapacaksanız satın alabilirsiniz.

Ayrıca bazı fotoğraf makinelerinin üzerinde yazan 8MP ya da 6MP gibi ifadeler sizi yanıltmasın. Çünkü bazı makineler 3 ya da 4 megapixellik efektif çözünürlüğe sahip olup daha yüksek çözünürlüklere ulaşabilmek için "interpolasyon" yöntemine başvurmaktadır. Bu yöntem, bilgisayar ekranında gördüğünüz bir fotoğrafa zoom yapmakla hemen hemen aynı işleyiş tarzına sahiptir. Yüksek megapixele ihtiyaç duyan fotoğrafçılar bu tip makineleri asla kullanmazlar. Kısacası; gerçek, yani efektif çözünürlük önemlidir.


Fotoğrafa Müdahele:

Eğer fotoğraf çekimi konusunda meraklıysanız ya da fotoğrafı fotoğraf gibi çekmek istiyorsanız, mutlaka manuel ayarları ile çekilecek olan fotoğrafa müdahale etmenize olanak tanıyan modelleri seçmelisiniz. Sadece tatil ya da anı fotoğrafları çekecekseniz ve fotoğraf çekmeye çok da meraklı değilseniz sadece otomatik ayarları olan bir fotoğraf makinesi de işinizi görebilir.


Zoom:

Hemen hemen her dijital fotoğraf makinesi zoom, yani uzağı yakınlaştırma kabiliyetine sahiptir. Bunu iki yolla yaparlar, optik ve dijital zoom. Bunlardan önemli olanı optik zoom?dur. Optik zoom; makinenin objektifi kullanılarak yapılan bir odaklama işlemidir. Diğital Zoom ise; Fotoğraf makinesinin algıladığı görüntü boyutlarını büyütmesidir. Bu sebeple sadece digital zoom?a sahip olan bir fotoğraf makinesi satın alındığında, zoom konusunda çok da tatmin edici sonuçlara ulaşılamayabilir.


Macro Fotoğraflar:

Eğer çevrenizdeki minik şeylerin detaylarını fotoğraflamak hoşunuza gidiyorsa alacağınız fotoğraf makinesinin macro odak mesafesine mutlaka bakmalısınız. Yüksek macro odak mesafelerine sahip olup da (10-15cm gibi), çok daha gelişmiş bir fotoğraf makinesini almak, macro fotoğrafları çekmeyi seven birisi için tamamen gereksiz bir harcama olacaktır.


Manzara Fotoğrafları:

Ağırlıklı olarak manzara fotoğrafları çekmeyi düşünüyorsanız geniş açılı objektife sahip bir fotoğraf makinesi almak en doğrusu olacaktır. Aynı zamanda panoramik fotoğraflar çekebilme özelliği olan makineleri de tercih listenize ekleyebilirsiniz. Ancak panoramik olarak çekilecek fotoğraflar için tripod kullanmanın önemini de unutmamak lazım.


Karanlık Ortam Çekimleri:

Karanlık ortamlarda çekim yapmak için öncelikle flash?a ihtiyaç varıdr. Flash mesafeleri yeterli olan fotoğraf makinelerini ya da ihtiyaç olursa extra flash takılabilen fotoğraf makinelerini tercih etmek daha doğru olacaktır. Ayrıca alacağınız fotoğraf makinesinde, loş ortamlarda odaklamayı kolaylaştıracak oto fokus asistan ışığının (AF Assist Light/Beam) olmasına dikkat edin. Gece manzara fotoğrafları çekmeyi düşünüyorsanız da, düşük perde hızlarına ulaşabilen (Ör: 15sn) ve düşük ISO değerlerine (Ör: ISO 50) sahip olan bir fotoğraf makinesini satın almak, gece fotoğraflarınızda kaliteyi arttıracaktır.


Piller Piller yine Piller

Eğer çok sık fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, özellikle medeniyetten uzun süre ayrı kalacaksanız, kalem piller ile çalışan modelleri tercih etmenizde yarar vardır. Bir gezi esnasında biten pillerinizi bir bakkaldan satın alabileceğiniz piller ile çok çabuk değiştirip, çekimlerinize devam edebilirsiniz. (Günümüzde şarj edilebilen kalem piller 2400mAh, 2500mAh?lik değerlere ulaşmıştır.) Ayrıca örnek vermek gerekirse; fotoğraf makineniz 2XAA kalem pil ile çalışıyorsa iki adet daha yedek bir set almakta fayda vardır.


Kutu İçeriği:

Fotoğraf makinesini satın alırken dikkat etmeniz gereken önemli noktalardan birisi de kutu içeriğidir. Genellikle kullanım klavuzlarında kutu içeriği hakkında detaylı bilgi verilir. Bunu mutlaka kutu içeriği ile kıyaslamalısınz. Hafıza kartı, bilek ya da boyun askısı, kullanım klavuzu, garanti belgesi, lens kapağı, piller, şarj aleti, USB- bağlantı kablosu, video bağlantı kablosu vb. kutu içeriğinde bulunur. (Bu durum marka/modellere göre değişiklik gösterir.)


Fotoğraf Makinesini Web Cam Olarak Kullanma


Bölüm içerisinde sıkça sorulan bir soru olduğu için, burada açıklama ihtiyacı duydum. Eğer fotoğraf makinenizin webcam olarak kullanabilme özelliği yoksa; Fotoğraf makinesini web cam olarak kullanabilmek için; öncelikle fotoğraf makinenizin bir video çıkışı (Video-Out) olması gerekmektedir. Ayrıca bir televizyon kartı ya da video-in girişi olan ekran kartına da sahip olmanız gerekmektedir. Fotoğraf makinesinden alacağınız çıkışı, televizyon kartı ya da ekran kartının video girişine bağladığınız zaman, msn messenger vb yazılımlar içerisinde de gerekli ayarlamaları yaptığınızda fotoğraf makineniz web cam olarak çalışmaya başlayacaktır. Ancak her fotoğraf makinesi web cam olarak çalışmamaktadır. Ayrıca, fotoğraf makinesinin web cam olarak kullanılmasını önermiyorum. Bunun yerine 10-20 dolar harcayarak alacağınız bir web cam daha iyi olacaktır. Çünkü fotoğraf makinenize yazık...!
Kaynak: forum.donanimhaber.com

Devam Ediyor >>
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNELERİ - KISA ÖN İNCELEMELERİ >

23 Ocak 2008 Çarşamba

Silüet Fotoğraflar ve Işık

Fotoğraf çekimlerinde hep güneşin makinenin arkasına gelmesi önerilir. Gelin siz bu öneriyi dinlemeyin ve güneşi (ışığı) makinenizin önüne alın siz ışığa karşı fotoğraf çekmeyi deneyin. Göreceksiniz ki fotoğraflarınız ayrı bir havaya bürünecek ve sıradanlıktan kurtulacak. Özelikle portre fotoğraflarında, insan figürlerinin çekimlerinde fotoğrafa ayrı bir anlam kazandırmak ancak ışığa karşı fotoğraf çekmekle gerçekleşir. Fotoğraf ışık ve gölgeden oluşan bir anlatım biçimidir. Burada neyi anlattığınız değil ne anlattığınız önemlidir.

Siluet fotoğrafları çekmek için yapay ışık da kullanılabilir. İyice aydınlatılmış beyaz bir fon önünde hiç aydınlatılmamış bir konunun fotoğraf çekilirse siluet elde edilir. Değişik siluet görüntüleri elde etmek için farklı renkteki fonlar ve değişik aydınlatma şekilleri kullanılabilir. En çok kullanılanı beyaz ince bir kumaşın arkadan aydınlatılması ve öndeki konunun fotoğrafının çekilmesidir. Siluet fotoğraflarda konunun detayları belli olmaz.

Işık Olmadan Fotoğraf Olmaz

Fotoğrafı etkileyen en önemli öğe ışıktır. Işık enerjisi olmadan fotoğrafik görüntünün oluşması mümkün değildir. Aslında her hangi bir görüntünün oluşabilmesi için bir enerji türünün madde ile etkileşip, oluşan bilgilerin bir yerlerde depolanması gereklidir. Bizim algımız ve görünür ışık fotoğrafçılığı sadece mor ile kırmızı arasında kalan elektromanyetik dalga boylarını kullanmaktadır. Bu spektrum dışında kalan bizim kimyasal ve digital yardımcı araçlar kullanmadan göremediğimiz bir evren var. Ultraviyole ve kızılötesi aygıtlar ile elde edilen manzara fotoğraflarında her şey inanılmaz farklı görünür. Elektromanyetik dalgaların daha uzak köşelerinde bulunan dalgalar bugün radarlarda, radyoteleskoplarda, X-ray kristalografide, nükleer tıp ve Radyolojide kendi algımızın dışında kalan bölgeyi görmekte yardımcı oluyor bize. Ultrasonografi ve Sonar bizi yarasaların evrenine götürüyor. Tunneling Elektron mikroskopu bize hiç bir canlının göremediği atomlar hakkında bilgi veriyor. Yeni tanıştığımız sabit ve değişken manyetik alan ile elde edilen manyetik rezonans görüntüleri maddenin kimyasal bileşimi hakkında bilgiler içeriyor. Ve en son daha önce hiç kimsenin göremediği elektriksel akımlar bugün SQUID (super conducting Quantum interface device) kardiyomanyetik ve elektroensefalogramlar şeklinde görünür hale gelmiştir. Bu kadar çok şeyi aynı anda çıplak gözle görüp algılayabilsek ne olurdu bilemiyorum, ama şu anda hiç bir canlının göremediği şeyleri görüp görüntüleyebiliyoruz. Ancak bu görüntülerin içerdiği bilgileri yorumlamak herhalde daha uzun seneler alacak.

Fotoğrafın icadından bu yana 150 seneden fazla bir süre geçmesi ile birlikte görünür ışık hakkındaki bilgilerimiz artık eskisi kadar hızlı artmamaktadır. Mevcut bilgilere ulaşmak ve kullanmak ise iyi fotoğraf üretmek isteyen kişinin elindedir.

Işık kaynaklarını rengine göre tanımlarken onları tek renk ve polikromatik (yani çok renkli) olarak tanımladıktan sonra polikromatik olanları kesintisiz ve kesintili spektrumdan oluşanlar olarak ayırabiliriz. Siyah bir cismin ısıtılması ile elde edilen ışık kesintisiz olmasına rağmen spektral ağırlığı sıcaklık ile birlikte değişmektedir. Sıcaklığın artması ile birlikte önce kırmızı ışık yaymaya başlayan cisim daha sonra turuncu sarı, beyaz, mavi, mor renkleri yaymaya başlar. Bu yolla ışık yayan kaynakların sıcaklıkları Kelvin olarak ölçüldüğünde: Mum ışığı 1900 K, 100W'lık ampul 2800K, Halojen lambalar 3300K, Karbon ark'ı 5000K, ortalama öğlen güneş ışığı 5500K, elektromanyetik flaşlar 6000K ve açık gölgeler 12000-27000K sıcaklıktaki cisimlerin sıcaklığı ile eşdeğer renkte olduğu hesaplanmıştır. Amatör piyasadaki filmlerin çoğu bu nedenle 5500K'de en iyi sonucu verecek şekilde üretilmektedir. Aynı nedenle güneş ışığından başka ışık kaynaklarından yararlanırken olası renk kaymalarını önlemek için bazı hesaplar gereklidir. Kelvin sistemi kullanılırken hesaplar zor olduğundan Micro-Reciprocal Degree'nin kısaltması olan MIRED derecesi kullanılmaktadır. (MIRED = 1000000/Kelvin) Örnek olarak ev içerisinde Tungsten Işığı kullanılarak yapılacak bir çekimde sonuçların Turuncu çıkmasını önlemek için kullanmamız gereken düzeltme miktarı şöyle hesaplanmaktadır. Film MIRED değeri - Mevcut Işık MIRED değeri = (1000000/5500) - (1000000/2800) = 182 - 357 = -175 MIRED. Bu durumda toplam -175 MIRED düzeltme yapmamız gerekecektir. Bunun için -130 MIRED düzeltme yapan 80B numaralı Mavi filtreyi, -45 MIRED düzeltme yapan Açık Mavi 82C filtresi ile birlikte kullanmamız gerekecek. Açık mavi ve açık turuncu renkte olan filtreler renk düzeltme dışında fotoğrafa sıcak veya soğuk bir hava vermek için sık sık kullanılmaktadır.

Işık kaynağında dikkat edilecek başka bir özellik içerdiği Ultraviyole miktarıdır. Fotoğraf Emülsiyonlarındaki mavi katman UV'ye en duyarlı katmandır. Gözle görülememesine rağmen UV ışınları fotoğrafın Mavi çıkmasına sebep olurlar. Bu maviliği önlemek için renksiz olan bir UV filtresi veya UV ışınlarını süzme yeteneğine sahip SkyLight adında açık pembe filtresini kullanmak hem objektifinizi temiz tutacak hem görünmeyen ışınlar tarafından fotoğrafta meydana gelecek olan renk kaymalarını önleyecektir. Açık havalardaki aşırı UV bazen pozometreyi etkileyerek sonuçların koyu çıkmasına sebep olur. Bu durumlarda pozometrenin önerdiği değerden bir stop daha fazla pozlandırmak sonucu çözecektir.

Işık kaynağının büyüklüğü fotoğrafı inanılmaz derecede etkileyen faktörlerden bir diğeridir. İyi fotoğrafçılar kendilerini sürekli ışık konusunda eğitir, istedikleri etkiyi bu yolla yaratmaya çalışırlar. Küçük bir ışık kaynağından gelen demetler paralel olduğu için gölge ve aydınlık alanlar arasında keskin sınırlar vardır. Gerçekçi fotoğraflar için birebir olan sert
ışık romantik bir havayı bir anda yok edebilir. Sert ışık kaynaklarına örnek olarak güneş, flaş, mum ve spot ışıklar verilebilir. Aydınlık bölgelerde canlı renkler, gölgede ise karanlık ve siyah renk hakimiyeti küçük ve sert ışık kaynaklarının özelliğidir. Aydınlık ve karanlık arasındaki keskin ayırım güçlü kompozisyonlar yaratmaya yardımcı olabilir. Yüksek kontrast, detay ve doku için bu tür ışık kaynakları kullanılmalıdır. Işık kaynağı büyüdükçe karanlık ve aydınlık alanlar arasındaki geçiş belirsizleşir. Gölgeler kaybolmaya yüz tutar, canlı renkler yerine pastel renkler hakim olur. Barışçı portreler için aranan bu tür ışığa doğal ortamda bulutlu havalar ve açık gölgede rastlamak mümkün. Fotoğraf stüdyolarında ışık kaynağını büyütmek için kullanılan diffüzerleri hepimiz görmüşüzdür. Portre dışında bir çok amaç için bulutlu havada çekim yapmak film harcamakdan başka bir işe yaramaz.

Işığın Yönü:

Işık önden, arkadan, alttan, üstten ve iki yandan konuya doğru gelebilir. Yeni başlayanalara tavsiye edilen sırtını ışığa dön önerisi, problemsiz bir pozlandırma için en iyi seçenektir. Bu ışıkta çekilen fotoğrafta pırıl pırıl canlı rekler görmek münkün, ancak bunun bedeli fotoğrafta derinlik, doku ve detayları kaybetmemeizdir. Böyle bir fotoğraf ilginç olmaktan uzaktır. Yandan ışıklandırma doku ve formu belirginleştirmek için kullanılabilecek en iyi ışıktır. Sabah uykusundan biraz özveride bulunarak yakalayabileceğimiz bu ışık bize karşılığını kat-kat verir. Genel kullanım, manzara ve mimari fotoğrafta 45 derece ile gelen yan ışığın sık sık kullanıldığını görebiliriz. Duvarlar ve diğer vertikal yüzeyler için üstten ışıklandırma yandan ışıklandırma gibi davranacaktır. Dağ yamaçlarını çekmek için üstten ışıklandırma yandan ışıklandırma gibi görev yapar. Dağ yamaçlarını çekmek için dağ yamaçlarını yan ışık gibi aydınlatan öğlen güneşinin kaçırılmaması gerekir. Amacınız manzara çekimi ise en iyisi fotoğraf makinenizi saat 11:00 ve 15:00 arasında fotoğraf çantasından hiç çıkarılmamasıdır. Arkadan gelen ışıkla cismin kenarlarında göze hoş gelen parlak kenarlar oluşur. Bu etkiyi saçlarda yakalarsanız hiç vakit kaybetmeyin. Toz bulutu, yaprak, çiçek cam gibi ışığı içinden geçiren konularda ters ışık konunun doğasını en iyi şekilde ortaya çıkarır. Çok yüksek kontrastlı sert ışıklarda silüet fotoğraflar elde edilir. Su kenarında, karlı manzaralarda bu tip fırsatlar sık sık elimize geçer. Deneyerek ve yanılarak, elimize geçen fırsatları ve ışığı değerlendirmeyi öğrenebiliriz. Yeterki fotoğraf çekerken sadece konu üzerine durmayalım. Işığın rengi, şiddeti ve yönü üzerinde düşünelim. Kaynak http://www.fotografya.gen.tr/issue-5/nevit.html

Ters Işık
Fotoğrafa yeni başlayan birçok kişi ışık kaynağını, çoğunluklada güneşi arkalarına alarak çekim yaparlar. böylece en çarpıcı fotoğraflarını elde edebileceği ters ışığı kullanma imkanlarını da ortadan kaldırmış olurlar.

Fıransız'ca bir terim olan contre-jour "ışığa doğru" anlamına gelmekte olup fotoğrafçılık'da ana ışık kaynağına karşı çekilmiş olan konuları tanımlamakta kullanılır.ışık kaynağı genellikle güneş olup pencere ışığından ve stüdyo aydınlatma elemanlarından yararlana bilme mümkündür.

Ters ışıklı çekilmiş fotoğraflarda ölçümün fondan yapılması ile siluet fotoğrafları elde edilirken konudan yapılan ölçümler arka planda patlamalara neden olacak, eğer ışık kaynağı konunun arkasına saklanırsa gölgelerden oluşan izler ve dokular ortaya çıkacaktır.

Ters ışıkta çekim yapmak için mekanlarda kullanıla bilir. İç ve dış bölgeler arasında ki ışık farklılıkları ile enteresan sonuçlar elde edilebilinmektedir. Güneşin parlak olduğu günler bulutsuz gökyüzü ve güçlü arka ışığı nedeniyle ters ışıkta yapılacak çekimler için oldukça elverişlidir.


Ters Işıkla Çekilebilecek Konular

Ters ışıkla çalışmaya ağaçların fotoğraflanması ile uygun bir başlangıç yapılabilir. Güzel bir sonbahar akşamında güneş ağaç arkasına saklayıp çekim yapılacağı gibi tekbir yaprağa saklayıp damarların kabartılarını da fotoğraflayabilmek mümkündür. Konuların çiçek ve yaprak örneklerin de olduğu gibi ışık geçirgen olması etkili fotoğraf elde etmeye yardımcı olacaktır. Şehirde yaşanılıyorsa parklarda yapılacak gezintiler veya şehir civarındaki doğa yürüyüşleriyle ortaya çıkacak onlarca konu bulmak mümkün olacaktır. Ev etrafında yapılacak gezintilerde de gene çocuklar, binalar ve yollar gibi konular ortaya koymak mümkündür.

Portre çalışmaları da ters ışıkla denene bilir, sıcak rengin ve kenar ışığının saçlar etrafında oluşturacağı etki görülebilir. Ancak böylesi çalışmalarda ters ışık nedeniyle yüz bölgesinde oluşacak kararmalarda kurtarılmak için yansıtıcılardan veya dolgu flaşlarından yaralanılması gerekli olduğu unutulmamalıdır.

Siluet fotoğraflarında ise enteresan şekiller olan konuları fotoğraflamak, örneğin yapılarla işe başlamak ve göz eğitildikçe diğer konulara yönelmek uygun olacaktır. Siluet fotoğrafları çekilirken kullanılacak objektif ve ışığın ölçüleceği bölgenin önemli olduğu unutulmamalıdır


Ters Işık ve Poz Ölçümü

Ters ışıkta yapılacak poz ölçümleri fotoğrafçının oluşturacağı etkiye de bağlıdır. Örneğin bir siluet fotoğrafı çekilmek isteniyorsa ışık ölçümünün direk olarak arka plandan yapılaması ve poz değerlerinin makineye kilitlenmesi gerekir. Diğer bir yol daha denenip genel ölçümün verdiği değerleri yeteri kadar, örneğin bir durak azaltılarak da yapılabilir. Söz gelimi böyle bir çalışma için makinenin pozometresi f/5.6diyafram açıklığı ise 1/125 veriyorsa çekimde f/8 + 1/125 sn. değerleri kullanılabilir.

Siluet fotoğraflarında çekim için 100mm. bir objektif kullanıldığını var sayalım. Teleobjektiflerin görüntüyü büyütme özelliği nedeniyle ters ışık kaynağı olarak örneğin doğmakta veya batmakta olan güneş seçilmişse makine pozometresi de doğal olarak bu oranları büyütülmüş ışık kaynağını hesaba katarak ölçüm yapacak, sonuç ise güneşin koyu turuncu veya kırmızı bir yuvarlak olarak gözüktüğü, karenin diğer bölümlerinin simsiyah olmasa bile karardığı bir fotoğraf olacaktır. Siluet elde edilmek istenilen konu dahi etrafındaki karanlık nedeniyle silinmiş olabilecektir. bu nedenle teleobjektifle siluet fotoğrafları çekilmek isteniyorsa ölçüm ışık kaynağının yanından yapılması, ölçüm anında bakaca kaynağın dahil edilmemesi gerekmektedir. öte yandan 24 mm., 28 mm. veya 35 mm. gibi geniş açılı objektiflerle çalışılıyorsa nihayi kompozisyon oluşturularak çekim yapıla bilinmesi mümkündür. objektifin gördüğü alanın büyüklüğü nedeniyle gökyüzünün eni kısmı, güneşin pozometre ölçümü üzerindeki etkisi zayıflayacaktır.

Eğer arka planda ışık patlaması olup öndeki konunun yeterli ışık alması alması arzu ediliyorsa yaklaşık ölçüm yapmak, pozometrenin önerdiği değerleri makineye kilitlemek gerekmektedir. Nokta ölçüm yapıla biliniyorsa bu avantajdan da yararlanılabilinir. Pozometre nokta ölçüm fonksiyonu bulunuyorsa uzun odaklı objektiflerin kullanılması uygundur. Örneğin 300mm. veya 400mm.'lik objektifle yapılacak merkez ağırlıklı ölçüm de nokta ölçüm niteliğinde olacaktır, gövdeye daha sonra bağlanacak çekim anı için tercih edilen objektifle ölçüm yapılan pozometre değerleri birlikte kullanıla bilecektir.

Genellikle dia filme çalışan fotoğrafçılar renk doygunluğunu artıra bilmek amacıyla, ölçü olarak, az pozlamaya giderler. Az pozlama ile ters ışığın birleşmesi de, çekici fotoğraflar ortaya çıkarabilir. Örneğin ters ışık alan bir sonbahar yaprağını düşünelim. Muhtemelen bu yaprak doğa da ise oldukça karmaşık bir arka plana da sahip olacaktır. Arka plan hesaba katılmaksızın yalnızca yapraktaki ışıklı kısımdan yapılacak okuma ile fon kararacak, fotoğraf kompozisyonun karışıklığından kurtulmuş olacak, ışık unsuru tasarımın yaratıcı bir öğesi olarak kullanılabilecektir. ışıklı bölge ile onu sarmalayan geniş alan arsında en az üç duraklık poz farkı olduğu zaman gerçekleştirilebilecektir bu durumda, arka plan ışığı için yeterli pozlama yapıldığından film fonu çok koyu tona veya siyaha kaçmış, kararmış olarak kaydedilecektir.

3 Ocak 2008 Perşembe

Küçük Ayak

En küçük ayak fotoğrafı
Dünyanın en küçük ayaklı bebeği
Floransa’da Şubat başında 285 gram olarak dünyaya gelen bebeğin, hayati tehlikeyi atlatarak yaşamayı başardığı açıklandı.
Roma NTV-MSNBC 25 Mayıs Haberi
Careggi Hastanesi’ndeki hekimler olayı tam bir mucize olarak niteliyor. Üç aylık yoğun tedaviye olumlu yanıt veren minik yavru, dün hastaneden tahliye edilerek ebeveynine teslim edildi.
Annenin sağlık durumunun iyi olmaması nedeniyle, sezaryen doğumla yedi aylıkken dünyaya gözlerini açan minik yavru, beklenenin aksine yaşamayı başardı. Doğduğunda ağırlığı 285 gram, boyu ise 25 cm. olan kız bebek, yoğun bakımdan nihayet kurtuldu. Anne ve babanın Perla (İnci) olarak adlandırdıkları minik yavru, yaşamayı başararak, “dünyanın en küçük bebeği” unvanını aldı.

Careggi Hastanesi’nde Perla’nın tedavisini üstlenmiş olan ekipten Luca Filippi, “Perla o kadar küçüktü ki kendisine ilaç verebilmemiz mümkün değildi. Kateterleri kalbe yakın noktalara yerleştirerek, kendisini 50 gün boyunca damar yoluyla beslemek zorunda kaldık” dedi.

Mutlu sona ulaşmanın ardından kaygılı günleri geride bırakmış olan ebeveyn ise kimliklerini açıklamamayı tercih ediyor. Perla’nın mutlu sonunun sadece haber olarak duyrulmasına razı olan anne baba, kimliklerini gizli tutarak, sadece iki cümlelik bir yazılı açıklamayla yetindi. Perla’nın anne ve babası, “Bilimin önemini itiraf ederek, benzer durumlarla karşılaşabilecek ebeveynlere umut aşılayalım istiyoruz” diyerek ekliyor: “Büyüdüğü zaman, hadiseyi anlatıp anlatmamaya kızımız bizzat kendisi karar verecek”.