7 Mayıs 2009 Perşembe

FOTOĞRAFIN TEMEL KAVRAMLARI

FOTOĞRAFIN TEMEL KAVRAMLARI

IŞIK

Işıksızlık fotoğrafı olanaksız kılar. Fotoğrafla uğraşanlar ışığın peşinde olmak, onu izlemek, yakalamak, hapsetmek, ne tür bir ışık olduğunu anlamak zorundadır. Işığı anlamak çok uygulama yapmayı gerektirir. Işık teknik ve estetik olarak fotoğrafın temelini oluşturur.

Işık kaynaklarıyla, bu kaynaklardan yayılan Işık dogal ve yapay olarak ikiye ayrılır. Gün ışığı, ay ışığı aydınlanmaları dogal ışık, ampül, floresan vb. aydınlamalar yapay ışık olarak anılır. Işık şiddeti, ışık kaynağından yayılan ışığın gücüdür. Fotoğrafta karanlık ve aydınlık bölümler arasındaki ışık yoğunluğu farkı kontrast olarak anılır. Yüksek konrast koyu gölgelerden parlak beyaz aydınlıklara kadar geniş bir ton farklılığı içerir. Az kontrast karanlık gölgeler ve parlak aydınlıkların aşırı uçlaıinı içermeyen daha sinirli bir ton farklılığı ifade eder.

Fotoğrafçı yansıma, kırılma, kutuplanma gibi ışık özelliklerini bilmeli. Ayna, cam gibi pürüssüz yüzeylere düşen ışık, geldiği açı ile hiç bozulmadan aynı ışık siddetini yansıtmasına düzgün yansıma, duvar, kumaş gibi pürüzlü yüzeylerin yansıtmasına dağınık yansıma denir. Işiğın su, cam gibi farkli yoğunluktaki ortamlardan geçtikten sonra yön değiştirmesidir kırılma. Işık normalde her yönde titreşerek ilerler. Bu titreşimler süresince sadece belli açıdaki titreşimlerin bırakılıp, diğerlerinin söndürüldüğü ışığa polorize edilmiş yani kutuplanmıs ışık denir.

Işık kaynakları kullanım biçimlerine göre de doğrudan gelen ışık, önden gelen ışık, yandan gelen ışık, ters ışık, üstten gelen ışık, noktasal ışık, dolaylı gelen ışık gibi isimler alırlar.

RENK


Bir ışık kaynağından yayılan ışınlarin nesnelere çarptıktan sonra yansımaları sonucu gözümüzün algıladığı duyum renktir. Beyaz olarak algıladığımız gün ışıgı, spektrumunda kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor renkleri verir.

Bilinen tüm renkler eklemeli ve çıkarmalı renk birleşimleri yöntemleriyle elde edilir:

Kelvin derece (K) ile gösterilen renk sıcaklığı ışık kaynaklarının renk kalitesini belirler. Işık kaynaklarının renk sıcaklıklarının bilinmesi sonuç görüntüde ki renk oluşumlarına ilişkin bilgi iletir. Kelvin değerleri arttıkça tonlardaki mavilik artar, kırmızılık azalır.

Film üreticileri kullanılacak ışığın renk sıcaklığına göre ayarlanmış ışığa duyarlı bileşikler kullanarak, renk sıcaklıklıkları farklı filmler üretirler. Film üzerinde renk sıcaklık değerleri, üreticilerce yazılır. Günışığı filmleri en yaygın kullanılanlardan biridir. Bu yüzden günışığının özelliklerini bilmek önemli. Gün ışığı sabahların erken saatlerinde sarımsıdır, akşama doğru kırmızılaşır; bunlar, ışığın yumuşak olduğu saatler, öğle saatlerındeki gelme açışı dikleşen ışık, sert ışık adını alır. Kışın, yaza göre daha mavi tonlar elde edilir. Deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik ve mor ötesi ışınların etkisi artar. Doğrudan gelen güneş ışığı gölgelere göre daha sıcak olur tonlu olurken, bulutlu ve puslu havalar grimsi-mavimsi tonlara kayarlar.

IŞIKLAMA

Görüntünün oluşumu için gerekli ışığın belirli bir süre boyunca film düzlemi üzerine düşürülmesi işlemi ışıklama (pozlama, exposure) adını alır. Doğru bir ışıklama için diyafram,örtücü hızı, film hızı arasındakı ilişkinin iyi bilinmesi, çekim esnasındaki hedefin doğru belirlenmesi önemlidir.
Doğru ışıklamada, aydınlatmanın özelliklerinin bilinmesi, objenin yansıtma gücü, film hızı, filmin renk duyarlığı, çevreden yansıyan ışık gibi etkiler belirleyici olur.

GÖRÜNTÜ DÜZENLEME

Görüntü düzenleme, fotografçının bakışı ve yaklasımlarıyla doğrudan ilişkilidir. Fotoğrafçı gördüğü bir görüntüyü seçimleri, bakiş açısı, Fotografik malzemeleriyle oluşturur. Görüntü düzenlemede;

Bakış yönü, bakış yüksekliği, bakış uzaklıği, dikey, yatay çerçeveleme, konu seçimi, konuyu yalınlaştırmak, konudan doğan çizgileri belirginleştirmek, konu, renkler, tonlar ya da biçimsel denge oluşturmak, perspektif ve derinlik yaratmak, hareket, desen, ritm, simetri ya da asimetri oluşturmak birbirinden farklı seçimler olarak karşımıza çıkarlar.
FOTOĞRAF MAKİNESİ NASIL ÇALIŞIR?
Fotoğrafı çekilmek istenen objeden yansıyan ışık objektifçe toplanır, odaklanır. Sonra, objektifin içindeki diskin ortasındakı diyafram adlı delikten geçerek örtücüye ulaşır. Fotoğraf makinelerinin çoğunda filmin tam önüne yerleştirilen örtücü ışığın geçmesini engelleyen bir perde. Çekim sırasında önceden seçilen bir süre boyunca açık kalarak, ışığın film üzerine düşmesini sağlar. Bakaç, film yüzeyinde oluşacak görüntü için önizleme yapılmasına olanak sağlar. Bu akışın sonunda film yüzeyindeki gizli görüntü elde edilir.


FOTOĞRAF MAKİNESİNİN ANA ELEMANLARI

Bütün fotoğraf makineleri dört ana elemanı mutlaka içerir:
1. Objektif
2. Diyafram
3. Örtücü
4. Bakaç

1. OBJEKTİF

Görüntüsü elde edilmek istenen objeden yansıyan ışık ışınlarının, ışığa duyarlı yüzey ya da algılayıcı üzerine istenen biçimde düşmelerini sağlayan mercek ya da mercekler topluluğundan oluşan objektifler fotoğraf makinelerinin en önemli parçaları.

Normal Objektifler
Normal objektifler insan gözünün görebildiği açıya en yakın görüşü sağlarlar. 35 mm SLR makineler için 50 mm'lik objektif, 6x6 cm alan makineler için 75 mm - 80 mm'lik objektif, 6x9 cm alan makineler için 150mm'lik objektifler, sayısal kameralar için 7 - 21 mm'lik objektifler normal objektif sayılırlar.

Geniş Açılı Objektifler
Geniş açılı objektiflerin görüş açısı normal objektiflere göre gittikçe genişleyen, alan derinliğini artıran niteliktedirler. Yaygın olarak, çok dar alanlardakı en geniş görüntüyü elde etmekte kullanılırlar. 35 mm'nin altındaki odak uzunluklarında elde edilen görüntünün köşe ve kenarlarında bozulmalar oluşturabilirler. Ancak bazı fotoğrafçılar bu bozulma etkisini estetik bir değer olarak kullanabilirler. 17 mm - 28 mm arasında kalan objektifler geniş açılı objektiflerdir.

Balık Gözü Objektifler
Balık Gözü Objektifler en genis görüş açısı olanağı sağlarlar. Bu tür objektifler kullanılarak elde edilen görüntülerde dikey ve yatay çizgiler önemli ölçüde bozulur, dairesele yakın görüntüler elde edilir. Yaratıcı görüntülere ulaşmada oldukça yardımcı olan, 6 mm - 16 mm arasındaki objektiflerdir.

Dar Açılı (Tele) Objektifler
Görüş açısı normal objektiflerden daha dar olan objektifler. Fazla yakınlaşılamayan portre, spor veya doğa gibi konuların çekimlerinde kullanılır. 100 mm, 200 mm, 300 mm, 400 mm değerli objektiflerdir.

Değişken Odaklı (Zoom) Objektifler
Değişken odaklı objektifler değişken görüş açısı sağlarlar. Bu sayede, çekilmek istenen görüntünün objektif değiştirmeksizin ya da daha az objektif değiştirerek elde edilmesini olası kılarlar. 28 - 70 mm, 28 - 210 mm, 35 - 70 mm, 100 - 300 mm, 100 - 400 mm ve benzeri aralıklar içinde görüş açışı değişebilen objektiflerdir. Bu tür objektiflerdeki mercek sayısının, görüntü kalitesine olumsuz etkilediği söylense de, insan gözünün ayıredebileceği nitelikte bir kalite kaybı değildir bu.

Makro Objektifler
Makro objektifler 50 mm, 100 mm, 125 mm değişmez açılı objektiflerdir. Konuya 1/1 ile 1/10 gibi oranlarda çok yakın çekimlerde, özellikle de doğa fotografçılığında kullanılır. Çiçek çekimlerinde sıradışı etkiler yaratır. Doğa fotografçılarının vazgeçemedikleri bir araçtır makro objektifler.

Aynalı Objektifler
Aynalı objektifler görüş açısı değişmeyen 500mm ve üstü objektiflerdir. Spor, vahşi doğa gibi objenin fotoğrafçıdan uzak olduğu çekimlerde ya da sanatsal etkiyi artırmak amaçlı kullanılır.

2. DİYAFRAM

Diyafram, ışıklanacak yüzeyin üzerine düşürülecek ışık miktarının ve görüntü netliğinin denetlenmesini sağlar. Emirlerini dışarıdan alan bir gözbebeği gibi, ışıklı ortamlarda kısılıp, az ışıkli ortamlarda açılabilirler. Diyaframın ne kadar açıldığını f adını alan değerler gösterir. Standart diyafram açıklıkları f:1.2 - f:1.4 - f:1.8 - f:2 - f:2.8 - f:4- f:5.6 - f:8 - f:11 - f:16 - f:22 - f:32 şeklinde bir dizi oluşturur. Bu diziden sağa doğru gidildikçe, diyafram açıklığı azalarak her seferinde yarıya düşer. Örneğin, f:4 diyafram açıklıgı f:5.6 diyafram açıklığından geçen ışığın yarısını geçirir. En büyük f sayısı en küçük diyafram açıklığı, en küçük f sayısı en büyük diyafram açıklığına karşılık gelir. Başka bir deyişle f:1.2'ye ayarlanan bir diyafram değerinde en fazla ışık, f:32'ye ayarlanan bir diyafram değerinde de en az ışık film yüzeyine düşer, tabi ki fotoğraf makinenizde daha küçük bir diyafram açıklığı yoksa.

Diyafram netlik yaptığınız objenin net kaydedilmesini de sağlar. Diyafram açıklığı azaldıkça ( örnegin f:16 - f:32 aralığındaki diyafram değerlerinde), daha geniş bir alan net görüntülenir. Net görüntülenen bu alan "net alan derinliği" adını alır. Diyafram açıklığı büyüdükçe (f:1.2 - f:5.6 ) de net alan derinliği azalarak, ana konunun ön ve arkasına gelen diğer tamamlayıcıların netsizlikleri artırır.

3. ÖRTÜCÜ

Çeşitli kaynaklarda obtüratör, enstantene, shutter gibi yabancı sözcüklerle de anılır. Filmin ne kadar süreyle ışıklanacağının saptanmasını sağlar. Çekim yapmak için deklansöre basıldığında örtücü açılır ve belirlenen süre sonunda kapanır. Örtünün açık kalma süresini gösteren saptanmış değerlere örtücü hızı denir. 1/1, 1/2, 1/4, 1/8, 1/15 1/30, 1/60, 1/125, 1/250, 1/500, 1/1000, 1/2000 şeklinde bir dizi standart örtücü hızı değerleridir. 1 saniyeden başlayarak saniyenin 1/2 si; 1/4 ü; 1/8 i gibi daha az sürelerde örtücünün açılıp kapandığını anlatır. Sağa doğru gidildikçe her örtücü hızı değeri bir öncekinin yarısı kadardır. Bu değerlere B (Bulb) ve A gibi örtücü hızları eklenebilir. Bulb örtücü hızının fotoğrafçı tarafindan belirlenmesini sağlar. A ise makinenin tüm ölçümleri kendiliğinden yapmasını sağlar.

4. BAKAÇ

Yaygın olarak vizör denir. Elde edilmek istenen görüntünün nasıl olacağına ilişkin önizleme olanağı verir. Çoğu makinede telemetre, kırık görüntü, mikroprizma gibi netlik yapmayı kolaylaştırıcı sistemler bakaç içerisinde yer alır. Ayrıca ışık ölçümü, ışıklama, diyafram, örtücü hızı,flaş, pil kontrolü gibi denetlenebilir işlemler de bakaçtan izlenerek yapılabilir.

FOTOĞRAF MAKİNESİ ÇEŞİTLERİ VE SEÇİMİ

Günümüzde çok çeşitli fotoğraf makineleriyle ya da kameralarıyla karşılaşmak olası. Kutu kameralar, 120 TLR (Twin Lens Reflex), 35mm SLR (Single Lens Reflex), roll film kullanan SLR, anında basılı görüntü veren (polaroid), kompakt, APEX makineler, sayısal kameralar yaygın olarak bilinenler.

Günümüzde yaygın olarak kullanılan, kompakt, 35 mm SLR arasında seçim yapmak için ne yapmak istediğinizi, beklenti ve hedeflerinizi dikkatlice saptamalı; isteklerinize ve beğenilerinize uygun olanı seçmelisiniz.

35 mm SLR Makinelerde;
Olumlu yönler
- Film üzerine kaydedilen görüntü bakaçtan gördüğünüzle aynıdir.
- Isık ölçümü sadece objektife gelen ışıktan yapıldığı için ışık ölçümü hatası en azdır.
- Objektif ve yardımcı malzemelerdeki çeşitlilik hem çok yönlü hem de geniş bir alanda iş üretebilmeyi sağlar.
- Pilleri bitse bile, bazı makineler yine de bir örtücü hızı seçeneği verebilirler.
- Çeşitli seçenekler sunan çok sayıda model bulmak olası. Ayrıca çoğunda optik ve elektronik mühendisliğinin yarattığı son teknolojik yenilikler mevcut.

Olumsuz yönler
- Çekim sırasında biraz gürültülüdür.
- Mekanik ya da elektronik karmaşıkıikları arıza olasılığını artırır.
- Kompakt makinelere göre kullanımı daha zordur ve ağırlığı daha fazladır.
- Ekonomik bedelleri oldukça yüksektir.
- Her örtücü hızı değerinde flaş eşlemesi yapılamaz.

Kompakt Makinelerde;
Olumlu Yönler
- Oldukça az ışıkta bile bakaç görüntüsü parlaktır.
- Küçük ve hafif oldukları için kolaylıkla taşınabilir.
- Tam otomatik modeller şipşak çekimler için idealdir.
- Çekim sırasında daha sessizdir.
- Her örtücü hızı değerinde flaş kullanılabilir.

Olumsuz Yönler
- Yakın çekimlerde paralaks hatası (bakaçla objektif arasında optik bağlantı olmadığından bakılan görüntüden daha farklı bir sonuç görüntü oluşmasına denir) yaratır.
- Kırmızı göz düzelticisi bulunmayan tüm modellerle çekilen insan fotoğraflarında kırmızı gözlü görüntüler elde edilir.
- Objektif değiştirilemez, genellikle de yardımcı aksesuar kullanılamaz.
- Yaratıcı fotoğraf çalışmaları yapılamaz.

FİLMLER


Fotoğraf salt camera obscurayla değil, kendini gerçekten görünür kılmayı başaran ışığa duyarlı yüzeylerde vareder. Isıkla yazılan görüntülerin kaydedilebildiği ışığa duyarlı bu yüzeylere film denir. Film yüzeyine hapsedilen görüntülerin açığa çikarılmasında kimyasal işlemler uygulanır.

Sayısal kameralarda filmlerin yerini, CCD denilen ışığa duyarlı, yariiletken malzemeden yapılmış algılayıcılar almıştır.

FİLMLERİN YAPISI

Filmler çeşitli tabakalardan oluşur. Bütün fotografik malzemeler dayanıklı bir tabana gerek duyarlar. Bir filmde bu taban transparan selüloz triasetat ya da sırasıyla polietilen naftalit (PEN) ve polietilen terefitalit (PET) folyo içerir. En önemli tabakalar gerçekte fotografa ait bilgiyi içinde tasiyan ışığa duyarlı emilsiyonlardir. Jelatinden oluşan bu tabakaların içinde gümüş halojenür kristalleri ya da renkli malzeme olması durumunda, geliştirme sırasında renklerin oluşumunu sağlayan ek renk birleştiricileri homojen olarak yayılır. Kalıcı tabakalar nihai sonucu çok dolaylı olarak etkilerler. Mekanik zararlara ya da ışık kaçaklarına karşı görüntünün korunması gibi yararlarının yanısıra kimyasal ve optik denetleme fonksiyonları da vardır ve böylece görüntü kalitesine katkıda bulunurlar.
Modern fotografik malzemeler fazlasıyla karmaşık yüksek teknoloji ürünleridir. Bunlardan bazıları, özellikle bazı renkli filmler, on ya da daha fazla sayıda olağanüstü incelikte tabakalar içerirler. Aslında çok az üretici firma bu karmaşıklıkta ürün geliştirme ve üretme yeteneğindedir.

Emilsiyon tabaka kalınlığı:
3 to 13 µm

Taban kalınlığı:
35mm film: yaklaşık 120 µm
roll film: yaklaşık 95 µm
tabaka film: yaklaşık 175 µm

FİLM TÜRLERİ

Yapılarına göre;
Siyah Beyaz negatif filmler
Siyah Beyaz pozitif filmler
Renkli negatif filmler
Renkli pozitif filmler
Polaroid filmler
APS - Advanced Photo System

Boyutlarına Göre;
Büyük: 10x12.5 cm, 20x 5 cm ve üzeri büyük boyutlu filmler
Orta: 4,5 veya 6 cm genişliğinde 80 cm uzunluğunda roll filmler
Küçük: 18x24 mm veya 24x36 mm boyutlarındaki filmler
Minyatür: C110 filmler

Hızlarına* Göre;
Çok Yavaş Filmler (4 - 20 ISO)
Yavaş Filmler (25 - 64 ISO)
Orta Hızlı ( 80 - 160 ISO ).
Hızlı Filmler (200 - 500 ISO )
Çok Hızlı ( 640 - 3200 ISO )

ISO ile gösterilen film hizi filmin ışığa olan duyarliligini gösteririr. ISO değeri arttıkça ışıga duyulan gereksinim azalır.
* Birim olarak ASA hızları verilmiştir.

YARDIMCI ARAÇLAR


Fotografla ugraşırken hem çekim esnasında hem de daha sonra gereksinim duyabileceğiniz çok çeşitli malzemeler vardır.

SÜZEÇLER

Süzeçler, film yüzeyine düşürülecek ışığın mor ötesi gibi zararlı olanlarından korunmak, niteliğini denetlemek, özel bir etki yaratmak gibi çesitli amaçlarla, objektifin önüne takılan cam, plastik ya da jelatinden üretilmiş araçlardır. Filtre olarak da bilinirler, çok çesitlidirler. Çoğu süzeç film yüzeyine düşen ışığı azaltır. Süzeçlerin üzerinde SLR makinelerde ışık ölçümü, objektif içinden geçen ışığa göre yapılldığından ek diyafram ya da örtücü hızı ayarı gereksizdir. Ancak yine de süzeçlerin üzerinde azalan ışık miktarını dengeleyici süzeç çarpanı (filtre faktörü) üreticilerce belirtilir.

FOTOĞRAF EKİPMANLARI

Işık ölçücüler, fotoğraf makinesi destekleri (tripod, monopod, el tutucuları vb.), otomatik deklanşörler, motorlu film sarıcılar, hacimli film magazinleri, objektifler, filtre sistemleri, fotoğraf makinesi bakım ve temizliği için çesitli gereçler, flaşlar, ışık kaynakları, fotoğraf çantaları, arşivleme malzemeleri bir fotoğrafçının gereksinim duyabileceği ekipmanlar arasında sayılabilirler.

ÇEKİM SIRASINDA DİKKAT EDİLECEKLER


Hangi konuda olursa olsun fotoğraf çekmeye başlamadan önce dikkat edilmesi gereken bazı konular vardır.

Fotoğraf makinenizin pil kontrolü yapılmamişsa ya da film takılmamişsa çok sayıda fırsat kaçırabilirsiniz. Aniden karşınıza çıkan koşullar harika fotoğraf malzemeleri olabilir. Bunlari yakalayabilmek için, önceden bütün kontrolleri yapilmış ve uygun film takılmış fotoğraf makinenizin yanınızda olması yeterli. Seçtiğiniz konuya yakın durarak çekim yapmak daha iyi fotoğraflar elde etmenizi sağlar. Böylece arka planda gereksiz yere görünecek görüntüleri ayıklayabileceginiz gibi, ana konuyu daha çok ortaya çıkarabilirsiniz. Ancak, genellikle tam otomatik makineler 1-1,5 metrenin altındaki uzaklıklarda net görüntü vermezler. Bu nedenle bu mesafeden daha fazla yaklaşmanızı önermiyoruz.Insanların yer aldığı fotoğrafları çekerken, onların doğal davranmalarını sağlayın. Bu, elde edilecek fotoğrafin ve fotoğrafta yer alanların daha doğal görünmesini sağlayacaktır. Kasılmış ya da sıkılmış etkisi veren düzenlemelerden kaçının; konunuzun doğal ve sakın olmasını sağlayın.fotoğrafta arka planın basit olması, konunun daha öne çıkmasını ve daha güçlü görünmesini sağlar. fotoğrafı çekmeden önce arka planı kontrol etmeyi unutmayın. Gerektiğinde, yerinizi ya da bakiş açısını değiştirerek, istemediğiniz tüm görüntülerden kurtulabilirsiniz.

Ana konunun fotoğrafın tam merkezinde olması yanlış değildir; ama daha güzel, daha etkili fotoğraflar elde etmek isterseniz, konunun tam merkezde olmamasına özen gösterin. Böylece göze daha hoş görünen, daha hareketli görüntüler elde edebilirsiniz. Manzara fotoğrafları çekerken ön planda, başka bir deyişle sizin yakınınızda uygun bir nesnenin bulunmasına özen gösterin. Bu fotoğrafınıza bir derinlik ve boyut katar.

Fotoğraf çekerken ışığın yeterli olmasına dikkat edin. Daha iyi ışık koşulları fotoğrafınızın daha ilginç, daha renkli, daha boyutlu, daha güzel olmasını sağlar. Güneşli günlerde, bulutlu ve yağmurlu günlere göre daha iyi fotoğraf elde edebilirsiniz. Bulutlu günlerde de iyi fotoğraf elde etmek olası; ancak bulutların rengi, yoğunluğu gibi başka ayrıntılara dikkat etmek gerekir. Böyle günlerde gölgeler azaldığından ışık, fotoğrafın her yerine eşit dağılır. Güneşli günlerde çekilen fotoğraflardakı gölgeler ışığın değişik etkilerini ortaya çıkarır.Bazen yaptığımız küçük dikkatsizlikler nedeniyle, iyi olacağını umduğumuz fotoğraflar bizi düş kırıklığına uğratırlar. Çünkü fotoğraf çekerken makinemizi oynatarak görüntünün bozulmasına neden olabiliriz. Bunu önlemek için fotoğraf makinenizi vücudunuzun bir parçası gibi düşünüp, çekim sırasında soluğunuzu tutun. Isığın daha az olduğu koşullarda üçayak (tripod) kullanabilirsiniz. Üçayak, fotoğraf makinenizi üzerine koyabileceğiniz yardımcı bir alettir ve makinenizi sallamadan çekim yapmanızı sağlar.Isığın yetersiz olduğu ortamlarda, konuyu aydınlatarak fotoğrafın çekilmesine yardımcı olan flaşı kullanırız. Birçok otomatik makinede kendiliğinden devreye giren bir flaş vardır. Ancak flaş gözümüzün gördügü her yeri aydınlatamaz; genellikle, makinenin tipine göre ortalama 1,2-6 m arasındaki bir uzaklığın aydınlanmasına yardımcı olur. fotoğraf çekerken seçtiginiz film de fotoğrafınızın güzelliğini belirler. Isik miktarıyla seçilecek film arasında dogrudan bir ilişki vardır. Isik azaldıkça daha hızıi filmler kullanılmalıdir. Film hızı ISO/DIN denilen değerle gösterilir ve bu deger arttıkça film hızı artar. Çekim yapmak için bol ışıklı yerlerde düsük hızlı, örnegin 100 ASA/DIN degerinde, az ışıklı yerlerde yüksek hızlı, örneğin 400 ASA/DIN değerinde filmler seçebilirsiniz. Artık fotoğraf çekmeye hazır sayılirsiniz. Bundan sonra bir ağacın, bir bulutun, bir günbatımının, bir deniz manzarasının, bir böcek, kuş ya da sevdiğiniz bir başka canlının fotoğrafı her zaman doğayla buluşmanıza aracılık edecek. Bazen çekerken, bazen de çektiğiniz fotoğrafa bakarken.

FOTOĞRAF MAKİNESİNİ TAŞIMA ve KULLANMA

Bir fotoğraf makinesini aldıktan sonra ilk iş nasıl taşınması, tutulması ve kullanılması gerektiğini ögrenmek olmalı. Ne kadar iyi bildiginizi düsünseniz de, bir kamera ya da makineyi kullanmadan önce mutlaka tanıtımını yapan kitapçığı okumalısınız. Burada belirtilen mini ayrıntılar, aslında makine ya da kameranızı daha iyi tanımaya, bu sayede yanlış bir işlem yaparak neden olacagınız, garanti kapsamına girmeyen kullanıcı hatalarının en aza inmesıni sağlar. Kompakt, SLR gibi, ne tür bir makine tercih ederseniz edin, hem koruyabileceğiniz hem de taşıyabileceğiniz bir kılıf ya da çanta edinmek makine ya da kameranızın ömrünü uzatacaktır.Kompakt makineler için özel öneride bulunmaya gerek yok, ama çekim süresince, 35mm SLR fotoğraf makinelerinin kullanım biçimleri önemli.

Fotoğraf makinası, üzerine takılan bir taşıma askısıyla, boyuna asılarak göbek seviyesinde taşınmalı. Bu sayede makinenin savrulması, çarpması, düşmesı gibi sorunlar en aza inerken, kısa sürede çekim durusu da alınabilir.

Çekim sırasında öncelikle sol el avuç içi yukarı bakacak, başparmak öne doğru işaret edecek biçimde açılır. Makine avuç içine yerleştırilmeli ve hafifçe kavranmalı, sağ elimizle de makinenin sağ tarafı üç parmakla tutulmalı, gerekli ayarları yapmak ya da deklanşöre basmak için baş ve işaret parmakları serbest bırakılmalı. Sonra da çekilecek konuya uygun açı aranmalı. Bakaç sağ göze iyice yaklaştırılmalı, gerekli görüntü düzenlemesi yapılmalı. Makineyi sallamamak ya da vücut titreşimlerinin çekime yansımasını engellemek için makineyi tutan kolun vücuda yaslanması ve çekim sırasında nefes alınıp verilmeden deklanşöre basılması, çekimi başarılı kılan yardımcı önlemlerdir.

Işığın yeterli olmadığı ortamlarda üçayak kullanılması yararlıdır. Ayağın olmadığı durumlarda, her zaman geçerli olmasa da, sabit bir yere yaslanmak, oturmak ya da makineyi sabit bir cismin üzerine koyarak çekim yapılabilir.

Kaynak:http://www.biltek.tubitak.gov.tr